Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

105 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kim bu Hacı Aga?
YouTube kitap kanalımda Hacı Aga kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY Hacı Aga'yı biz çok iyi tanıyoruz. Her gün aramızda gezen, gezerken fiziki olarak varlıklarının farkına vardığımız fakat onları gerçekten de tanımadığımız için manevi olarak eksik düşüncelerde kaldığımız bir insan tiplemesi var bu kitapta. Namıdiğer Hacı Aga. Kimimiz şişman adam der, kimimiz sakallı adam der. Kimimiz uzun adam der, kimimiz ise ileri görüşlü adam der... Şimdi bu fiziki özelliklerden harici olarak bakılması gereken daha önemli mevzularımız var bizim de ülke olarak. Herkesle samimi olup da gönüllerini dini sömürüyle kazanmaya çalışan, kendi çevresine uyum sağlamak adına insanların inançlarını öncül ve onlara yakınlaşma amacıyla bir sebep olarak kullanan, fiziki görüntüsünün altında masum ve inançlı fakat vicdani görüntüsünün altında şeytana bile taklalar attıran, ülkesindeki yağ santrallerinin hepsinden daha çok yağ çekmeyi kendine bir hayat felsefesi edinmiş, kendi hastalıklarını ve fiziki kusurlarını insanlara ajitasyon yapma yoluyla kullanıp kendisini acındırmayı bir hobi ve fetiş haline getirmiş, para konusunda şehvani bir zevk duymadan yaşayamayan -yaşamaya maruz bırakıldığında ise bir uyuşturucu müptelası gibi parasızlık krizine giren-, para nereden gelirse gelsin mübah sayan ve bu konuda elinden gelen her şeyi yapıp 5 vakit namaz yerine 5 vakit para felsefesini kendisine motto edinmiş bir karakterden bahsediyoruz burada. Sanki tam bir doğal seçilim yoluyla parayı elde etme araçlarının tümünün esirgenmeden tabiat tarafından tek bir kişide toplanması da aslında kendisinin ne referandum gibi halkın herhangi bir görüşünü alma gereği duyan bir sisteme ne de etrafındaki rütbeli insanların herhangi birisinin görüşlerini önemseme ihtiyacına gerek olduğunu gösteriyor. Bir cümlesinde dine, mezhebe inandığını belirten, diğer bir cümlesinde ise haccı, namazı, orucu parayla satın alabilmenin mümkün olduğunu söyleyen ironizm felsefesinin kitabını yazmış önsözünde de bunların spoiler'ını aslında bu olayların başına geçmeden bir bir vermiş bir adam vardı karşımda. Ama bu adam neden bu kadar tanıdık geliyordu? Neden sanki her gün televizyonu açtığımda karşıma çıkan kişilerden biri gibi hissediyordum ben bu adamın dediklerini okurken? 1. kanal, 2. kanal, 3. kanal, 13. kanal, 25. kanal... O çıkınca sanki bize her yer Hacı Aga oluveriyordu. Hayat duruyordu. Parası olanın iki dünyada da kıçı kurtardığını özellikle de her misafirine söyleyen bu tipleme neden benim bu kadar da gözümün önünde kulaklarımı tırmalayan bir ses halinde canlandırmama sebep oluyordu? Yoksa sinestezi kavramı duyduğumuz siyasi seslerin dini bir huzur almak uğruna duyulan seslerle karıştırıldığı bir çorba çeşidi miydi? Siyasete, misafirlik muhabbetlerine, yemek yeme kültürüne, dini ritüellere sadece cebini dolduran bir ticaret gözüyle bakan insandan topluma yön vermesi nasıl beklenebilirdi? Peki Allah birçok ayetinde tevazuyu ve alçak gönüllülüğü sevdiğini söylemiş olmasına rağmen, bu ayetlere inanıp iman ettiğini söyleyen biri namazda ya da takva kavramı dahilinde ön saflarda bulunması gerektiği yerde neden kendisiyle alakasız her yerde bulunmaktan, hep ön saflarda görünmekten ve önemli adam havalarına girmekten hoşlanmayı kendisine bir siyasi erek olarak edinirdi? Yoksa erek kelimesi kulağına hoş gelmeyip parayı bir ereksiyon malzemesi haline getirmekten mi hoşlanırdı bu tip insanlar? Hacı Aga gibi dünyayı kazık atma pazarı olarak gören, para çalıntı ise parayı helal haline kolayca çevrilebildiğini papaz eriğini imam eriğine çevirme projesi misali savunma ve halkına tanıtma yeteneği gösteren, kendisine ait olmadığı halde paranın her türlü türevine göz koyan (belki şu an bitcoin'e bile girmiş olabilir), aynı zamanda da halkı yönetme konusunda oldukça keskin bir şeytani zekaya sahip olan güruhla yaşadığımızı hissederiz biz de bazen. Tamam tamam, bazen değil her gün hissettiğimizi ben de biliyorum. Televizyon denen medyanın maske malzemesi haline gelmiş kutuda her gün gözümüzü palmiye ağaçları ve denizin sakin dalgaları eşliğinde açmak varken birilerine atıp tutan fakat atıp tutmalarının eşliğinde gelen hırsızlıklar, yolsuzluklar, çıkar ve rütbe çatışmaları, kibir ustalıkları ve her türlü para aklama mevzuları bize hiç ama hiç yabancı değil. Sizin hayatınızın nasıl ilerleyebildiğine, bu niceliksel olarak bize pozitif sunulmaya çalışan fakat nitelikte aslında negatiflerin kralını oynayan Hayvan Çiftliği misali sayıların gözünüze sokulduğu, bir insan üzerinden bir ülkeyi yöneten insana nasıl tümevarım yapabileceğinizi anlayabileceğiniz bir distopyadır Hacı Aga. Gelecekte ise onların sayılarının artıp artmaması tamamen altında onu yücelten, ona tapıp bir şirk misali ona koşan halkın kendilerinin ve potansiyellerinin farkındalığında olmaya başlayıp da internetten kendi çıkarları haricindeki rakamların, vergilerin artmasına "Bu işe bir dur diyelim." diye yazmasıyla değil de eğitimsel, zihinsel, psikolojik, sosyolojik ve buraya bir çok -ojik ekiyle devam edebileceğimiz konularda bir sorgulama kültürü edinmesiyle gerçekleşecektir diye düşünüyorum.
Hacı Aga
Hacı AgaSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20172,178 okunma
··
1.705 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
L Büşra A. okurunun profil resmi
Kitabı okudum bende,ne Hacı Aga'ymış dedirtti bana da. Halen böyle Hacı Aga'lar mevcut bir bitmedi gittiler. Emeğine sağlık. Umarım böyleleri artmaz daha da Oğuz. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çok sağlam bir kitap bence de. :) Umarım Büşra.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.