Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

304 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba Talyum, kitap, Agatha Christie ve üçüncü sayfa cinayet haberleri içeren gazete küpürü bilgileri bulanabilir! Kitaba ilgi duyanlar okumasın lütfen! Gerçi katilin kim olduğunu felan söylemiyorum ama yine de kitabı okumak isteyenler okumasın bu incelemeye benzer şeyi. Agatha Christie sevdiğim bir polisiye yazarı. Birçok kitabını okudum. Ölüm Büyüsü'de okuma listemdeydi fakat ne zaman okuyacağım belirsizdi. Ta ki adli tıp uzmanı
Sevil Atasoy
Sevil Atasoy
'un
Karanlığa Yolculuk
Karanlığa Yolculuk
adlı değişik vaka örnekleri sunduğu kitabını okuyana dek. Bu kitapla Ölüm Büyüsü'nün okuma sıralaması da değişti ister istemez. Bu kitap diğer Christie eserlerine göre biraz daha sönük kalmış sanki. Belki de gözler küçük gri hücreleriyle Hercule Poirot'yu aradı ya da Miss Marple yoktu ondan. Roman talyum ile ilgili bir cinayet üzerine kurulu. Tabi ki arka planda üç cadı ile metafizikte var. Bir rahip öldürülüyor ve sonrasında gelişen olaylar... Talyum, bir fare zehiri. Bunu bize Christie söylemiyor, Sevil Hanım söylüyor. Panzehiri de Prusya mavisiymiş. Sevil Hanım'ın kitabında çok ilginç olaylar anlatılıyor, bunlardan birisi de talyum zehirlenmeleri ile ilgili olan bölüm. Bu bölümde bir Japon kızımız, üvey annesinin çayına her sabah koyduğu talyum ile ölümüne neden olmasından bahsedilir. Eczaneden nasıl kolay bir şekilde temin ediyor, o da ayrı tartışma konusu ya! Bu kızımız Ölüm Büyüsü'nü okuduğunu ifade etmiş mahkemede. Mahkeme, yargılanmanın ardından psikiyatrik tedavi edilmesine karar veriyor. İşte polisiyenin zararları dediğinizi duyar gibiyim. Bunu isterseniz çocuğun nasıl bir aile ortamında yetişip de bu raddeye kadar geldiğinde aramak lazım. Belki de üvey annesinin tutumlarıdır, sevgiden mahrum bırakmasıdır cinayete götüren etmenler... Polisiyenin faydalarını da biraz aşağıda belirteceğim! Şimdi Japon kızı bırakıp talyum zehirlenmesine gelelim. Belirtileri bulantı, kusma, ishal ve özellikle de saç dökülmesi ile kendini gösteriyor. Zaten Ölüm Büyüsü romanında cinayetin çözümünde üzerinde durulan da saç dökülmesiydi. Agatha Christie, zehir bilgisini 1939'dan 1945'e kadar çalıştığı Londra Üniversitesi'nin eczacısına borçluymuş! Cinayet aleti olarak talyumun kullanıldığını da eczanenin sorumlusu Harold Davis'ten öğrenmiş. Kitapta yer alan karakterlerden birinin adı da Davis zaten. Agatha borçlu hissettiği kişiye bir karaktere adını vererek teşekkür etmeyi de ihmal etmiyor böylelikle! En büyük belirtisinin saç dökülmesi olduğunu söylemiştik biraz önce. Saçı doğal yollardan dökülen birçok kişi "beni zehirlediler" diye hastanelere koşturmuş olduğu gibi bu roman ile hayatı kurtarılanlar da bir hayli fazla. Sevil Atasoy'un "hayat kurtaran polisiye" mini başlıklı bölümünden birkaç örnek verelim: 1- 1971'de İngiltere'nin Bovingdon kasabasındaki John Hodland Limited Şirketi'nde çalışan yetmiş küsür işçi rahatsızlanmış, aralarından iki işçi de ölmüş. Efendim bunu ilk önce bir salgın sanmışlar. Hastalığı bulaştıranın bir haşere olduğu düşünülmüş. Adı bir türlü konulmadığından ona "Bovingdon Böceği" denilmiş. Agatha Christie'nin Ölüm Büyüsü romanını yeni okuyan Dr. Hugh Johnson, talyum zehirlenmesinden kuşkulanmış ve katilin aynı işyerinde çalışan Graham Frederik Young olabileceğini iddaa etmiş. Polis abiler Young'un evini arayınca talyum ile birlikte birçok zehirde bulmuşlar. Young üvey annesini talyumla zehirlediğin de 12 yaşındaymış. Yorumun başında bahsettiğimiz Japon kızın örnek aldığı kişi aha bu seri katil Young oluyor. Bu manyağın hayatının anlatıldığı 1995 yapımı The Young Poisoner's Handbook adlı bir film de var. imdb.com/title/tt0115033 Gelelim diğer örneklere 2- Latin Amerikalı bir kocamız var, hanımı bu adamın yemeğine talyum katıyor inceden inceye. Bir de meraklı komşumuz var. Bu komşu 1975'te Agatha Christie'ye yazdığı mektupta, komşusunun ölüme adım adım yaklaştığını, Ölüm Büyüsü'nü okuduğu için fark ettiğini ve polise haber vererek adamı kurtardığını söylemiş. Ne anlatıyorsun Allah aşkına tatavayı kes artık dediğinizi duyuyorum. Son bir örnek ile hayat kurtaran polisiyeyi bitiriyoruz. 3- Agatha Christie'nin ölümünden bir yıl sonra (1977) Katar'dan Londra'ya bilinci kapalı olarak bir kız çocuğu getiriliyor. Bebek henüz 19 aylık. Doktorlar teşhis koyamaz. Ölüm Büyüsü'nü okuyan bir hemşire bebeğin saç dökülmesini talyum zehirlenmesine bağlamış. Yapılan idrar analizleri ile hemşire haklı çıkmış. Küçücük bebeği zehirleyecek kadar çivisi çıkan dünya, pes... Neyse üç hafta kadar sonra evine dönecek kadar sağlığına kavuşmuş bebeğimiz. British Journal of Hospital Medicine adlı tıp dergisinde küçük kızın öyküsü yayımlanmış sonuna da bir not eklemişler. "Hemşire Marsha Maitland'a sezgileri, aramızdan ayrılan Dam Agatha'ya yazdıkları için teşekkür ederiz." (Dam: Kadınlara verilen bir asalet ünvanı) Görüyorsunuz ya kitaplar hayatta kurtarıyor. Başlarda da bahsettiğim gibi ben biraz da Poirot'un ve Marple'nin olmamasından dolayı ve de konunun nispeten sıkıcı gelmesinden dolayı bu romanda pek aradığımı bulamadım, Ama Christie okumaya tam gaz devam ediyorum. Her şeye rağmen; teşekkürler eserleri kutsal kitaplardan ve Şekspir'den sonra en çok basılan polisiyenin kraliçesi. Ve size de keyifli okumalar, iyi pazarlar sayın okurlar. Başınızı ağrıttık kusura bakmayın. Ben yeni bir Christie'ye geçiyorum, haftaya görüşürüz :)
Ölüm Büyüsü
Ölüm BüyüsüAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2018495 okunma
··1 alıntı·
341 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Vay be dedim okuyunca yazdıklarını. Bilgi iyiliğe de sebep olur kötülüğe de. Biz iyiliğe vesile olsun isteriz. Bir şeyi kötüler kullanacak diye yasaklamak kötülüğü asla önleyemez. Kötülük yine bir yolunu bulur. İyilik de. Kalemine sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.