Bitirmek istemedim, her dizede ağır ağır ilerlerken şairin kitaba ismini verdiği ağır yargının taşıdığı keskinliği karşısında renkten renge kaç kez soludum yalnızlığın bireyselliğini. Tek bir oda,ayna ve dört duvar arasında olmak değil kalabalıklar kadar gürültülü insan sağanağının altında tek başına ıslanmak ne kötü dedim sonra ürpererek. İnsanın kendi düşüncesine vurduğu prangalar yalnızlıktır, paylaşılmaz. Suskun kalmak, tüm aynalarda hakikat yansıtılırken maskelere sarılmak yalnızlıktır. Yalnızlıktır paylaşılamayan, köyden kente gündemin yüz sima ile çarptılması. Emekçinin kuruyan alın teri yalnızlıktır. Yalnızlıktır, bir kadının dünyasından bakamayan soğuk dayatmacı kör bakışlar. Kaç yalnızlık türü var, sayamadı şair. yalnızlıklar atlasından geçerken anlatamadı. Paylaşamadığı derin tecrübelerin şifresi ile yalnız kaldı kendi sağanağında. Ezilen oldu yalnız kaldı paylaşılmadı. egemenin izleyen bakışlarından korku türedi. Yalnız o yaşadı. Paylaşmadı. Sustu tüm yalnızlıklarda. Konuştu yalnızlığıyla. Yalnız kaldı. Hep yalnız. Aldatıcı kalabalıklar arasında yapayalnız..