Gönderi

230 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ve bir kitabın daha sonuna gelmiş bulunmaktayım. Çok fazla uzatmadan düşüncelerimi kısaca açıklayacağım. Gerçekten zamanıma değer bir kitaptı bundan hiç pişman değilim hatta düşünce yapım açısından çok anlam kattı. Mesela gülün ilk dikenine bakmaktansa gülün güzelliğine bakmamız gerektiğini, Asıl mutluluğun şan, para , iyi bir meslek , yıllarca okunmuş bir üniversite değil de , daha çok sevdiğin, zaman ayırdığın ve o işi yaparken zevk aldığın bir şeylerle uğraşmanın olduğunu farkettim. Özellikle çoğu insanda olan kaygı ve endişenin geleceğe dair kuşkulu bakanların, sürekli beyninde dönecek olan düşüncenin en çoğunluğu kötü biçimde olduğunu, Kendini sevmeden önce kimseyi gerçek manada sevemeyeceğini, Kendin yapmak istemediğin birşeyi ne kadar başkasına önerirsen öner bir faydasının olmayacağını, Ve bir olaya büyük trajedi olarak bakan bizin aksine bu olay başkalarına bir sınırsız olanak sunabileceğini, Hayatta mutlu ve mutsuz olanların arasındaki farkın iki farklı düşünce yapısı olduğunu açıkça anladım. En önemlisi bir şeye emek vermek için çabalamak gerektiğini , vermediğin zaman da emek vermek istediğin güzelliğin kaybolacağından bahsetti bu kitap. Hatta kitapta bir örnek olarak çiçekten bahsetti ; bir çiçeğe emek vermek onu güzelleştirir ama o çiçeği kendi haline bırakmak yabani otlar tarafından çevrilmesine ve güzelliğinin yok olmasına yol açar . Aslında bir nevi örnekte şu da anlaşılıyor, çiçek bizim yaşamımız, Yabani otlar ise kötü düşünceler ve olumsuz etkiler . Peki buna sebep olan kim ? Tabiki biz çünkü o yaşamın sahibi biziz. Olumsuz düşüncelerimiz sadece bizi olduğumuz yerde faydasız olarak sabit kalmamıza neden olur. Peki bu düşünceleri ortaya çıkaran kim ? O da biziz. Düşünürken zihnimiz ve fikrimiz bize aitken neden kötü birşeyle sonuçlandığında sebepler nesne yada başka şahıslar oluyor? Çünkü kendimizin aksine başkasında suç bulmak ve suç yapıştırmak kolay öyle değil mi? Çünkü biz o kadar çaresiz bir yapıya sahibiz ki bizim düşüncelerimizden meydana gelen kötü olayları kabullenemiyecek kadar zayıfız. Kısacası kendimize toz konduramıyoruz ama başkasınınkini üfleyip ortaya sermeyi biliyoruz. Mutlu olmak istiyoruz doğru mu doğru! Peki biz mutluluğu nerede arıyoruz ? Ilk önce bunun cevabını bulmalıyız değil mi?. Bizi huzurlu ve mutlu hissettiren anlar veya işler ne ? Biz o kadar 'hayat 'kavramıyla yoğunuz ki içimizdeki soruları oturup da adam akıllı düşünüp cevap veremiyoruz ! Iste bu kitap bütün sorularınıza cevap verecek türden bir kitap zamanınız ziyan olmaz aksine düşünceleriz yerini bulur. Hani derler ya ölmeden okunması gereken kitaplar hah işte bu eser o kitapların arasına girebilecek bir türden... Iyi okumalar . Iyi geceler;)
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma · Pegasus Yayınları · 201220,2bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.