Deniz kuşları, kelebek tozları, altın halkalar, gümüş sisler, dalgaların son kez titreyişi...
Bütün bunlar Virginia'nın sedefli kaleminden kulağıma fısıldanan, gözlerime ışıldayan büyünün parçaları. Ben bir kitap okudum ve kitap beni düşe çevirdi. Ben bir kitap okudum ve kitap bir şiirdi. Romanın şiire evrimi.
Satırları okumak, idrak etmek, tasavvur etmek açıkçası benim için çok da kolay değildi. Pür dikkat kendimi verdiğim cümlelerin dağınıklığı keskinliğimi ikiye bölmüştü. Onların gözünden biz ve bizlerin gözünden onlar.
İsmi gibi, beni dalgalandıran bu kitabı biri bana anlat dese söyleyecek bir şey bulamam. Bir konu yok çünkü ortada. Bir varoluş var. Bir tasvir var. Biraz o ve biraz ben varım.
Bir gün orijinal diliyle okuyarak şiirselliğin yeniden tadına varmak istediğim Virginia Woolf'tan "melez" bir eser. Sakin, yumuşak ama zorlu bir yolculuk.