Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mona Roza - Sezai Karakoç
Hayatımın önemli bir kısmı edebiyat ile iç içe geçmiş olmasına rağmen, şiire bir türlü ısınamadım. Bazı şiirler hariç olmak üzere, hiçbir şiirin beni etkilediğini düşünmüyorum. Peki bu iletiyi neden yazıyorum? Dün sabah yine bu sitede bir okurun, Mona Roza - Sezai Karakoç şiirini paylaştığını gördüm ve yaklaşık 24 saattir aklımdan çıkaramadım. Mona Roza, az önce bahsettiğim beni etkileyen nadir şiirlerden birisi. Size hem şiirin hikayesini hem de benim şiirin hikayesiyle tanışma hikayemi anlatmak istedim. Birazcık özel bilgiler de içerecek bu paylaşımım ve "Tamam de bize ne bundan," diye düşünenler iletinin devamını pekala okumayabilir. Askerliği Ağrı-Doğubeyazıt'ta yaptım ve bilen bilir Ağrı'da kışlar çok sert geçer. -30 derecede gece 02-04 nöbetine gitmek kolay bir hadise değildir. İlahiyat fakültesi mezunu olan ve sivil hayatında camide hocalık görevi yapan bir asker arkadaşım vardı. Bense profilimde de yazdığı üzere, bir yaratıcının varlığına inanmayan ateistlerdenim. Bu arkadaşımız, şiir okumayı da şiir dinlemeyi de çok severdi. Bir de benimle nöbete gitmeyi çok severdi. Çünkü nöbet esnasında dolu dolu seviyeli tartışmalara girerdi benimle. Hiçbir zaman birbirimizi kırıcı bir söz söylemedik bu nöbetlerde. Ben ona hocam derdim tüm saygımla, o da bana avukat derdi kısaca. Nöbet bittikten sonra ise, ne ben onu ikna edebilirdim ne de o beni. Yine de benimle nöbete gidebilmek ve tartışabilmek için bölüğün yazıcısına(nöbetleri yazan asker) giderek nöbete yine benimle gitmek istediğini söylerdi sürekli. İşte o yazdırılan gece nöbetlerinden birinde beni Mona Roza şiiri ile tanıştırdı. Önce şiirin yazılma hikayesini anlattı. İnternetten bulduğum ve birebir örtüşen bir yazıyı sizinle paylaşarak şiirin Sezai Karakoç tarafından Mona Roza'nın yazılma hikayesine değinmek gerekiyor iletimin bu kısmında: "Sezai Karakoç Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi'ndeyken bir okul arkadaşına sevdalanır. Bu sevdalanış rüzgarın önüne atılmış bir tüy gibi hayatını sürükleyecektir. Sonu olmayan bu başlangıç ömrü boyunca sürecek bir aşkın habercisidir. Kısa bir süre sonra aşkına dayanamayıp kıza açılmaya karar verir. Fakat, kızın kendini terslemesini ve ret cevabını alma riskini göze alamamaktadır. Anadolu'nun bağrından gelen genç Sezai Karakoç'un kalbi kırılmıştır. Ama bu kırgınlık fazla uzun sürmez. Sezai geri toparlanır ve şansını tekrar denemeye, hedeflediği aşkı yaşamak için elinden geleni yapmaya karar vermiştir. Fakat kendisini yakışıklı bulmadığı için ona bir türlü açılamaz. Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´a arz eder. Fakat reddedilince çok üzülür. Okullar tatil olur. Muazzez Hanım Geyve´de yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç da tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder. Ona şiirler yazar. Mona Roza şiirinin her kıtasının baş harflerine dikkat edersek Muazzez Akkayam ismi ortaya çıkar. Gel zaman git zaman. Okul biter ve mezuniyet töreni yapılır. Mezuniyet törenindeyse Sezai Karakoç Mona Roza şiirini okur. Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır. Şiir bitene kadar o kalabalıktan hiçbir ses gelmez. Oysa Sezai Karakoç şiirin tamamını sevdiğinin gözlerinden gözlerini hiç ayırmadan okumuştur. Son kıtada başlayan uğultular, kalabalığın şiiri çok beğendiğini mırıldayan dudaklar ve bu aşk kime diye sorular, sorular arasında bir kız? Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar. Herkes bir daha okuması için ısrar eder. Ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri peş peşe okur. Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir ve ona hala teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. Sezai Karakoç senin aşkın artık benimkine yetişemez der ve hayır cevabını verir Muazzez Hanım bayılır." Hikayenin devamında Muazzez Hanım'ın intihar ettiğini söyleyenler de vardır; ama gerçek şudur ki Sezai Karakoç hiçbir zaman Muazzez Hanım'a kavuşamaz. Her kıtasının baş harfleri birleştirildiğinde Muazzez Akkayam çıktığı Mona Roza şiiri bilindiği üzere, şu şiirdir: MONA ROZA Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa Mona Roza, bugün bende bir hal var Yağmur iğri iğri düşer toprağa Ulur aya karşı kirli çakallar Açma pencereni perdeleri çek Mona Roza seni görmemeliyim Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Roza, ben bir deliyim Açma pencereni perdeleri çek... Zeytin ağaçları söğüt gölgesi Bende çıkar güneş aydınlığa Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi Seni hatırlatıyor her zaman bana Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur Bir mumun ardında bekleyen rüzgar Işıksız ruhumu sallar da durur Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi Ellerinden belli oluyor bir kadın Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin, ellerin ve parmakların Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Akşamları gelir incir kuşları Konar bahçenin incirlerine Kiminin rengi ak, kimisi sarı Ahh! beni vursalar bir kuş yerine Akşamları gelir incir kuşları Ki ben Mona Roza bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışlar su kenarında Ki ben Mona Roza bulurum seni Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Henüz dinlemedin benden türküler Benim aşkım uymaz öyle her saza En güzel şarkıyı bir kurşun söyler Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Artık inan bana muhacir kızı Dinle ve kabul et itirafımı Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı Artık inan bana muhacir kızı Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Meyvalar sabırla olgunlaşırmış Bir gün gözlerimin ta içine bak Anlarsın ölüler niçin yaşarmış Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Altın bilezikler o kokulu ten Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne Bir tüy ki can verir bir gülümsesen Bir tüy ki kapalı gece ve güne Altın bilezikler o kokulu ten Mona Roza siyah güller, ak güller Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Aaahhh! senin yüzünden kana batacak! Mona Roza siyah güller, ak güller. Sezai Karakoç Hoca, Mona Roza'nın hikayesini sanki şiiri kendisi yazmış gibi heyecanlanarak anlatmıştı ve hikayesi ile birlikte şiiri tanımak beni bir hayli etkilemişti. Akabinde ise hocanın çok sevdiği ve bu şiirle bağlantılı olan bir youtube videosu ile beni tanıştırmıştı. Hikayenin üzerine dinlendiği zaman yarattığı etki gerçekten inanılmaz. Yazımın başında söylediğim gibi, dün sabah bu şiiri görünce hocaya, hatırlıyorum mahiyetinde, o youtube videosunu gönderdim. O da bana; "Hatırlanmak çok güzel, teşekkürler," diye cevap yazdı. İnsanın hayatında bu tarz dostları mutlaka olmalı. Bilemiyorum, belki de ben dost seçerken gösterdiğim dikkati şiir seçerken de gösteriyorumdur. Önce şiirin hikayesini ve şiiri yazan kişiyi tanımaya ihtiyaç duyuyorumdur. Dediğim gibi, bilemiyorum. Bu şiir o şiirlerden ama. Onu biliyorum. Sözlerime son verirken bahsettiğim videoyu da sizinle paylaşıyorum ve okuyan herkese sabrı için sonsuz teşekkür ediyorum: youtu.be/pb9MevH21Pk Ekleme: Sacit Onan tarafından şiir harika bir şekilde seslendirilmiş. Dinlemek isteyenler için: youtu.be/zTWf3UGA3hQ
··
143 görüntüleme
Uhtred okurunun profil resmi
Şöyle bir şey de var eğer ortada bir kavuşma olsaydı bu şiirler yazılabilinir miydi.? Elbette her satırın her şiirin ayrı bir hikayesi vardır tam net olarak bilemeyebiliriz ama bu değersizleştirmez olayı. Ve yazarların sonu hep aynıdır o yazar ve karşıda ki okur ya da okumaz bunun bi önemi yok bu hep böyleydi.. Sadece Hikmet Anıl Öztekinin hikayesinde gördüğüm kadarıyla mutlu bir son oldu yazılanların yerini bulduğu bir hikaye oldu onun dışında özellikle büyük yazarların kendi iç derinliklerinde yazıp yazıp bir köşede beklediklerini düşünüyorum. Böyle hisler barındırmaları bile beni onlara çekiyor. Bu bile yetiyor.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Doğru söylüyorsunuz. Zaten bu hislere sahip olabilmek için genellikle "olumsuz" bir şeyler yaşamak gerekiyor. Bu durumda şairlerin genellikle mutsuz insanlar arasından çıktığını söyleyebiliriz.
yusuf ADMIŞ okurunun profil resmi
Çok samimi, içten bir yazı/olay... Yalnız, bu şiiri ben Sacit Onan'dan dinlemeyi severim mesela.. Daha onun kadar etkili okuyan bir ikinci kişi tanımadım ben... Bu pazar sabahı böyle güzel bir anıyla içimizi ısıttığınız için teşekkür ederiz... :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Ne mutlu bana o zaman. Video zaten tam bir şiir seslendirmesi değil. O sebeple katkınızı için teşekkür ederim :)
5 sonraki yanıtı göster
Roquentin okurunun profil resmi
Çok güzel bir anı olmuş beni de bir-çok yaziya şiire bu tarz hikayeler bağlar yoksa mesela hasretinden prangalar eskittim i böyle derinlemesine hissedebilir miydim bilmiyorum. Şiire uzun yıllar mesafeli davranmış biri olarak şimdi günüm şiir okumadan geçmiyor diyebilirim o yüzden şairleri ve siiri yazma gerekçelerini ve ortamlarını öğrendikçe daha heyecanla okumaya başlıyorum. Paylaşım için teşekkürler çok güzelmiş:)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. Sen de paylaşırsan böyle hikayelerini okumaktan keyif alacağımı düşünüyorum. Son zamanlarda boşladın buraları :)
Osman Y. okurunun profil resmi
Efsane bir şiir, efsane bir hikaye. Bazı kısımları doğru değil, intihar zaten baştan kesinlikle doğru değil. Bahçıvanlık, şiiri okuması bunlar da muhtemelen rivayetten öte değil. Muazzez Hanım'la ne kadar yakınlaştılar orası da tam net değil lakin gazeteci Ahmet Hakan bu işin peşine düşüp şöyle sağlam bir bilgi edinmiştir ilk elden, hurriyet.com.tr/muazzez-akkaya-... Muazzez Hanım da hayatta, youtube.com/watch?v=RmEuua1...
Semih Doğan okurunun profil resmi
Herkesin gerçek sandığı bir hikaye. Ben de ilk anlatıldığında doğru olabileceğini düşünmüştüm ama şimdi gerçekçi gelmiyor. Sizin paylaşımınızı okudum ve en doğru bilgi olduğunu düşünüyorum. Katkı sağladığınız için teşekkür ederim :)
Sena Ç okurunun profil resmi
Şiir cok sevmeyen insanlar için şiirle tanıştırilma sebepleri çok kıymetlidir.Sizi anlayabiliyorum bir nebze de olsa.Güzel bir parça yakalamissiniz güzel bir şiir ve bu şiiri okudukca hatırlanan bir dost...Samimi güzel bir yazıydı.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Özellikle yazının samimi bulunması hoşuma gitti. Teşekkür ederim.
Kasım okurunun profil resmi
Semih abi eskiden pek roman,deneme okumazdım. Çokça şiir okurdum. Ve şairlerin hayatını araştırırdım. :) Sezai Karakoç hemşehrim olur, neden ben bu şiirini pek sevmem. :) Bir de bu şiirin akrostiş olduğunu okuyanlar hiç fark etmez. :) Yanlış bir bilgi vermeyeyim hayal meyal aklımda kalanı söyleyeyim. Şiir yazildiktan 5 yıl sonra akrostiş olduğu anlaşılıyor. Benim de ateist, agnostik arkadaşlarım var ama hiç tartışmadık. Her şeyden önce saygı. Ve bu anın beni çok mutlu etti. :) Muazzez Akkaya Amerika'da yaşıyor bir de kızı var. Bir ara televizyona da çıkmıştı. "Onu görürsem, belki bir merhaba derim," diyor. Sen bir de bu şiirini dinle Semih abi. Ama dikkat et bağımlılık yapabilir. :) Linki şuraya bırakıyorum. :) youtu.be/EmkkkEMB8fw
Semih Doğan okurunun profil resmi
Kasım katılıyorum söylediklerine. Bu hikayenin gerçek olmadığını söylüyorlar genelde; ama gerçek olma ihtimali bile güzel olan bir hikaye :) Sonda paylaştığın şiiri biliyorum. Özellikle siyasilerimizden biri tarafından da sıkça seslendiriliyor. Çok güzel bir şiir gerçekten...
Hüzzam okurunun profil resmi
Bize edebiyat dersinde bir iddia olayından mütevellit yazıldı diye anlattı hocamız. Muazzez abla da banka reklamlarında oynayan Tontiş bir hanımdır zaten, sonradan reklamlarla ortaya çıkmış. Muazzez'in fakülteye girebilmesi dahi çok büyük bir şeydir, o dönemde kadınlar zor şartlarda okurdu diye anlatır. Bu hanım iddia giren iki öğrenciden, kazanan öğrenciden aldığı serenadla nişanlanır, sonra Sezai Beyin varlığını farkeder, iddiadan haberdar olur. Netice ile fakülteyi bırakır, nişanlısını da terkeder evine döner. Daha da evlenmez. Bu da altmış beşine kadar evlenmemiş bir Edebiyat hocasının bize anlattığıdır.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Hikayenin gerçek olmadığı söyleniyor. Bana da çok inandırıcı gelmiyor aslında. Fakat şiirin yazılış hikayesi şiirin değerini ve güzelliğini eksiltir mi? Kesinlikle hayır. Sadece bizler tarafından daha kolay fark edilmesini sağlar. Kim bilir belki de edebiyat hocanızın anlattığı hikaye doğrudur...
Maysa okurunun profil resmi
Hikaye ne olursa olsun ortada duygu dolu ve kaliteli bir şiir var bunu sanattan anlayan hiç kimse inkar edemez şiir on numara beş yildiz
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katılıyorum size. Teşekkürler :)
Bu yorum görüntülenemiyor
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.