Gönderi

552 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Osmanlı,Nakkaşlar,Aşk.. Benim Adım Kırmızı Üzerine
Benim Adım Kırmızı 1591, yılında karın İstanbul’u beyaza boyadığı günlerde geçer.Kara, padişahın nakkaşlarından Zarif Efendi’nin öldürülmesi yüzünden Acem Ülkesi’nden Enişte Efendi’nin çağrısı üzerine İstanbul’a gelir. Kitap ise Zarif Efendi’nin bize öldürülüşünü anlattığı “Ben Ölüyüm” bölümünde “Şimdi bir ölüyüm ben, bir ceset, bir kuyunun dibinde.” cümlesiyle oldukça çarpıcı bir biçimde başlar.Kitapta ilerledikçe yavaş yavaş Osmanlı nakkaşları arasındaki bölünmeyi görüyoruz, bir kısım nakkaş dönemin padişahının isteği üzerine İtalyan üstatlarının kullandıkları teknikleri kullanarak sanatlarını icra etmeye başlarlar.Diğer kısım ise, perspektifi ve resmi İslam’a aykırılığı yüzünden reddeder. Dünya, bir cami avlusundan kuşbakışı çizilmelidir yani bir cami bir ağacın arkasında kaldığı için ağaçtan küçük çizilirse bu küfürdür, camiye, dolaylı yoldan Allah ve İslam’a yapılan bir saygısızlıktır ve nakkaşlar buna tahammül edemez. Orhan Pamuk’un diğer kitaplarında olan yoğun betimleme ‘nin bu kitapta nispeten daha az hissedilmesi ve bir çırpıda okunması ; Benim Adım Kırmızı’da yer verdiği karakterleri ve maddeleri kendi ağızlarından konuşturarak adeta onlara bir kişilik vermesi , romanına kattığı gizem ve polisiye , okuyanı sayfalar arasında âdeta romanının karakteri “Kara” gibi elindeki ipucuyla kâtili buldurmaya çalıştırıyor ve roman su gibi akıp gidiyor ve siz keşke biraz daha uzun olsaymış diyorsunuz ama zaten kısa olan herşeyin daha güzel olmasıda bu yüzden. Katilin ,maktülün ve hatta şüpelilerin kendi ağzından konuştuğu, renklerin dile gelerek kendini anlattığı romanda yazar kitabın ismini de Benim Adım Kırmızı koymasının sebebi bence bunca şeyin arasında aşkı da anlattığı için aşkın rengini kırmızı olarak düşünmesidir. Orhan Pamuk’un resim sanatı ve Osmanlı minyatür sanatını bizlere bu kadar iyi anlatması Pamuk’un yirmi iki yaşına kadar resim yapması ve ressam olma hayali olabilir mi diye düşündürüyor insanı.Orhan Pamuk’u, onun Osmanlı sanatını bu kadar güzel anlatmasının altında güçlü bir entelektüel bilgi birikiminin yattığı su götürmez bir gerçek. Nakkaşlık, minyatür sanatı ve Türk resim sanatı hakkında bizleri aydınlatması, bilgilendirmesi romanı ayrıca daha da güzelleştirmiş. Kitab’a da adını veren Benim Adım Kırmızı bölümünde geçen ''Kırmızı''’nın kendini bu denli güzel anlatması kitabın en sevdiğim bölümü oldu. Kırmızı bölümünden bir alıntı yaparak bitirmek isterim yorumumu : "Bu kırmızının anlamı nedir?" diye yine sordu atı ezberden çizmiş kör nakkaş. "Renklerin anlamı orada karşımızda olmaları ve onları görmemizdir," dedi öteki. "Görmeyene kırmızı anlatılamaz." "Münkirler, zındıklar, inançsızlar da Allah'ı inkâr etmek için onun gözükmediğini söylerler," dedi atı çizen kör nakkaş. "Oysa o görene gözükür," dedi öteki usta. "Kuran-ı Kerim bu yüzden görenle görmeyenin hiç bir olmayacağını söyler."
Benim Adım Kırmızı
Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202316,4bin okunma
··
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.