Apaçık bir hiyerarşi var her zaman. En tepeye matematik, fen bilimlerini koyuyoruz. Sonra sırasıyla diğer dersler. Kimya yahut fizik dersine zerre kadar alaka duymayan ve müziğe veya dansa son derece yetenekli öğrenciler varken biz onları illaki aynı tarafa yönlendiriyoruz. Kimi çocuk matematik ağırlıklı okuyacak elbette, o yana meyyal. Ama ya resme, şiire, sanata kabiliyeti olanlar? Onları azar azar caydırmak, özlerinden uzaklaştırmak değil mi yaptığımız? Üstelik klasik anlamda üniversite diplomasının giderek önemini yitirdiği, çok sayıda eğitimli işsizin olduğu bir dünyada, herkesi sistematik olarak aynılaştırmaktaki ısrarımız neden?