ferhan: ne var bu gülümseyişin altında?
nilgün: sen varsın.
ferhan: anlamadım?
nilgün: sen varsın dedim ya. ya ben az önce evde oturuyordum kendi kendime dedim ki iyi ki ferhan var dedim. çok şükür dedim.
ferhan: yani sırf bunu söylemek için mi geldin?
nilgün: değmez mi?
ferhan: ne münasebet. yanında başka bir mazeretin daha olsaydı mesela manava da gidiyor olsaydın bu kadar değerli olmazdı.
nilgün: peki sen bana rastlamadan bi gece önce…
ferhan: pis bir oteldeydim. camları kırıktı. içeriye de rüzgar giriyordu. iyice büzüldüm yatağımda. bana sorsalar o an, “en çok aşka uzağım” derdim.