Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

762 syf.
8/10 puan verdi
21 Haziran 1905 yılında Paris' te doğan düşünür Jean Paul Sartre, aynı zamanda döneminin en iyi yazar, anlatıcı ve denemecisi olarakta da kabul görmüş, entellektüel bir aydındı. Ama Sartre' ı , Sartre yapan Varoluşçuluk felsefesinin mihenk taşı olmasıdır. Peki, Varoluşçuluk nedir? Varoluşçuluk (Egzistansiyalizm); kökü İlk Çağ (Antik Yunan) a kadar uzanan bir felsefe sistemidir. 2. Dünya Savaşı ' nın sonlarına doğru bağımsız bir felsefe olarak ortaya çıkmıştır. Varoluşçuluk akımına göre insan; kendi özünü kendisi belirler. Bu görüşü şöyle özetleyebiliriz: Var olma özden önce gelir. Yani insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra olmak istediği gibi biri olur, özünü kendi belirler. Daha fazla açıklamak gerekirse, hepimiz bir şekilde yaratıldık, bu dünyaya geldik. Ama hiçbirimiz şartlanmış bir iyilik ya da kötülükle doğmadık. Zaman içinde özümüzü kendimiz var ettik. Kimimiz dürüst bir insan olmayı, kimimiz alçak bir hırsız, katil vs olmayı kendi seçti. Yani hiç kimse önceden belirlenmiş bir öze sahip değildi. Yaptığımız eylemler, verdiğimiz kararlar varoluşumuzu belirler. Sartre bu durum için; " İnsan kendi özgürlüğüne mahkum edilmiştir." der. Sartre ' a göre tercihlerimizle, yaptıklarımızla kendi varoluş özgürlüğümüzü gerçekleştirmek için özümüzü ortaya çıkarmak zorundayız hepimiz. Varoluşçuluk, hümanizm ve eşitliği en savunan felsefelerin başında gelir. Soren Kierkegaard' ın kitaplarını okumuş olanlar kadın - erkek eşitliğine ne denli önem verdiğini fark etmişlerdir. Egzistansiyalizm bizim bildiğimiz adıyla Varoluşçuluk, Hz İsa' dan itibaren görülen bir akımdır. Ancak 2. Dünya Savaşı ' nın sonlarına doğru adı konmuştur. Bu akım en çok Kierkegaard, Dostoyevski, Heidegger, Nietzsche, Andre Gide, Camus ve Kafka ile bütünleşmiş, eserlerinde görülmüştür. Buna rağmen kendini varoluşçu diye tanımlayan tek isim Sartre olmuştur. Kierkegaard bu terimi hiç kullanmamış olsa da ilk varoluşçu kabul edilir. Varlık ve Hiçlik, Jean Paul Sartre' ın en önemli eseri, başyapıtı. Yayımlandığı günden, günümüze kadar felsefe tarihi açısından en önemli fenomenolojik (görüngübilim) ontoloji (varlıkbilim) denemesi olarak kabul edilir. Sartre felsefeye yön veren bu dev eseri 2. Dünya Savaşı ' nın sonlarına doğru birkaç ay gibi kısa bir sürede yazmış. Ancak birkaç ayda yazılan bu kitap, Türkçeye 66 yılda çevirilmiş. Bunun sebebi varoluşçuluk felsefesinde düşünürlerin kendi kendilerine terimler üretmesi ve diğer dillerde bu terimlerin bir karşılığının bulunamaması. Bu yüzden Varlık ve Hiçlik yıllarca çevirmenlerin önüne gelip bir türlü Türkçeleştirilemeyip tekrar rafa kaldırılmış. Kitabı okurken de bu terimlere sık sık rastlayacaksınız. Çünkü çevirmenler ( Gaye Çankaya Eksen, Turhan Ilgaz) bu terimlerin Türkçe karşılığını bulamayıp genelde orjinal dilindeki (Fransızca) haliyle bırakmış ya da parantez içinde belirtmişler. Çok iyi bir çeviri değil, fakat uydurulmuş onlarca terimden dolayı bu kadarına da şükür. Çevirmenler de büyük ihtimalle çevirinin yeterince anlaşır olmadığını bildiğinden kitabın sonuna 6 sayfalık bir sözlük eklemişler. Sartre bu kitabı müthiş anlaşılmaz bir şekilde yazmış. Ama aynı zamanda iyi bir yazar, denemeci olmanın verdiği avantajla da aralara öyküleyici bir anlatım serpiştirmiş. Bu öyküleyici anlatım sayesinde savlarını daha iyi anlayabiliyorsunuz. Mesela " Kendini Aldatma Davranışları " bölümünde bahsettiği ilk randevusuna giden kadın gibi. Kadın, ilk randevusunda karşısındaki erkeğin niyetini gayet iyi bilir. Ama kendi kendini kandırıp bunları düşünmeyi red eder ve erkeğin nazik, saygılı tavırlarına tutunur. "Radyoda işittiğimiz sesin bir gramafondan yükselen şarkı değil de bir adamın sesi olması yalnızca tahmine dayalı değildir, muhtemeldir de ya da yoldan geçtiğini gördüğümüz kişinin mükemmel bir robot değil de bir adam olması sonsuzcasına muhtemeldir. Bu durumda radyodaki sesin de, sokaktaki adamın da bir "varlık" olduğu tartışmaya açık değil. Ama özgürlük bir "varlık" değil, insanın hiçliğidir. İnsan gerçekliği yeterince olmadığı için özgürdür, durmadan kendi kendisinden koparıldığı ve olmuş olduğu şey olduğu ve olacağı şeyden bir hiçlikle ayrıldığı için özgürdür. Şimdiki varlığımızın kendisi de “yansı-yansıtan” formunda hiçleyiş olduğu için özgürdür, insan özgürdür, çünkü kendi değildir ama kendine mevcudiyettir. Ne ise o olan varlık özgür olamaz. Özgürlük, tam da insanın yüreğinde oldurulan ve gerçekliğimizi olmak yerine kendini yapmaya zorlayan hiçliktir. İnsan gerçekliği için olmak kendini seçmektir. Alabileceği ya da kabul edebileceği hiçbir şey bize dışarıdan da içeriden de gelmez. Hiçbir türden yardım olmadan, en küçük ayrıntıya varana kadar kendimizi varlık kılmanın dayanılmaz zorunluluğuna bütünüyle terk edilmişizdir. Böylece özgürlük bir varlık değildir. İnsanın varlığıdır, yani insanın varlık hiçliğidir. Eğer insan önce bir doluluk gibi düşünülseydi, onda daha sonradan özgür olacağı bir takım anlar ya da psişik bölgeler aramak saçma olurdu. Tıpkı önceden ağzına kadar doldurduğumuz bir kapta boşluk aramak gibi." Sartre' a göre dünya bir saçmalıktan ibaret ve bizler de bu saçmalığa fırlatılmış birer varlığız. Sartre kitaptaki " KENDİNDE VE KENDİ-İÇİN: METAFİZİK YAKLAŞIMLAR" başlığı altında varlığı bilinçli ve bilinçsiz varlıklar diye ikiye ayırmış. "Kendi için varlık" dediği bilinçli, irade sahibi varlıklar kategorisine insanları ve "kendinde varlık" adını verdiği bilinçsiz varlıklar kategorisine de insanın dışındaki tüm varlıkları yerleştiren Sartre'a göre, aslında varlığın hiçbir anlamı yoktur. Yani varlık aslında hiçliktir. Varlık ve Hiçlik, okuduğum kitaplar içinde beni en çok zorlayan, en uzun süre elimde kalan, Allahım sana geliyorum dedirten kitap oldu. Kesinlikle ileri seviyede felsefe, psikoloji ve mitoloji birikimi olmayan arkadaşlara bu kitabı önermiyorum...
Varlık ve Hiçlik
Varlık ve HiçlikJean-Paul Sartre · İthaki Yayınları · 2018876 okunma
··
2.015 görüntüleme
M. İlhan okurunun profil resmi
Beynimizi ortalamadan daha fazla zorlamak her zaman daha iyidir. Bu tür yazarlar, kitaplar bu imkânı fazlasıyla sağlıyorlar bize. Bilirim, sen de zor okumaları seversin. İncelemelerindeki bu analiz, sentez, değerlendirme durumu sayesinde incelemelerini okuyanların kafasında da konu ile ilgili mutlaka bir şema oluşturabiliyorsun diye düşünüyorum. Aydınlanıyoruz yani :) Varoluşçuluk felsefesi hakkındaki yetkinliğin takdir edilesi. Böylesi kitaplardan her okuyuşta alabileceklerimiz farklı şeyler olur mutlaka. Bir ön okuma yapmak, kitaba dair kafamızda bir şeylerin oturması, hangi konuları nasıl ele aldığını bilmek ve daha pek çok noktayı zihnimize yedirmek; sonraki okumalarımız açısından oldukça aydınlık dolu bir farkındalık yaratıyor. Bu anlamda bundan sonraki okumalarından daha çok keyif alabileceğini tahmin etmek zor değil. Ve çok sonraları bu kitaba yeniden dönüp okuduğunda, o an'a ait görüşlerini şimdiki merakımın canlılığıyla ve büyük bir sabırsızlıkla okumayı da çok isterim :) Kalemine, emeklerine sağlık, çok beğendim.
Elif okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. :) Kesinlikle kitabı tekrar okuduğumda daha keyif alacağımı düşünüyorum.
Bu yorum görüntülenemiyor
Samet Ö. okurunun profil resmi
Kaleminiz dert görmesin, sağlam bir bilgi tepeciği yaratmışsınız. Sartre'in felsefesine genel anlamda hakim olsam da kitabın zorlayıcılığından dolayı Bulantı'yı ve bunu uygun bir vakit için saklamaya karar vermiştim. Bir şey sormak istiyorum, mitoloji birikimi hangi kısımda işimize yarayacak?
Elif okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Sartre mitolojiye ve Antik Yunan dönemine fazlasıyla ilgi göstermiştir. Sadece bu kitap için değil, Sartre ı anlamak için her alanda ciddi bir birikim edinmek gerekiyor. Mesela varoluşçuluk felsefesinin öne çıktığı Sinekler oyununda mitolojiye yer vermiş. Varlık ve Hiçlik oldukça kapsamlı bir kitap. Proust, Kierkegaard, Hegel, Heidegger, Kant...a kadar aklınıza gelecek her isme, konuya değinmiş. Bu kitabı doğru zamanda okumadığımı düşünüyorum. Ama umarım siz en doğru vakitte okursunuz.
Berçav okurunun profil resmi
Tavsiyen için teşekkürler
Bu yorum görüntülenemiyor
Kasım okurunun profil resmi
Senin yazdığın inceleme hakkında kim inceleme yapacak? :) Sartre, çok merak ettiğim bir yazar. Bulantı kitabı rafimda çürüyüp gidecek :) Sözcükler eserinden sonra, Bulantı'yı okuyacağım. Bulantı'dan sonra bu kitabı tavsiye eder misin?
Elif okurunun profil resmi
Bulantı yı ben de okumuştum ama pek faydası olduğunu söyleyemem. Psikoloji ve felsefe ilgim var, az çok okudum da bunlarla ilgili kitaplar ve çok zorlanmam deyip başladım. Ama bu kitabı anlamak için çok daha fazlası gerekiyormuş. Birkaç yıl sonra kendimi bu alanlarda daha da geliştirilip tekrar okumayı düşünüyorum. Yani daha önce Sartre okumak bu kitabı okumak için yetmez.
2 sonraki yanıtı göster
Sacit Doğaner okurunun profil resmi
egzinsiyalizm gunumuz felsefe akımlarında nerdeyse en mutlak kavrama sahip olup ayni zamanda eleştirel tutumları kısıtlı bir dildir..yakın zamanın islam düşünürlerinde bile etkisi olmuştur.( örneğin, Ali Şeriati)...idealizm akımının bir türemesidir ama esasında bir komplikasyon olarak düşünürsek idealizmn bir komplikasyonudur...nesnenin özünden beşerin ve varlığın özünü savunarak avrupada yayilan tüzel hak ve özgürlüklerde ve bireysel kavram dedigimiz egonun en iyi savunucusudur... egzinsiyalizm bir öz kavramîn başlı başina kanitir...
reading121 okurunun profil resmi
Merhaba 😃 Ya hayatımda gördüğüm en güzel inceleme bayıldım ya sıkılmadan okudum yani harikasınız söylemek istedim 😃😁👋
Elif okurunun profil resmi
Merhaba. Teşekkür ederim okuduğunuz için :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.