Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

378 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sinema veya televizyona uyarlanan eserlerini saymazsak, Orhan Kemal ile gerçek anlamda bir tanışma oldu bu kitap... Genelde bunu dedikten sonra 'Orhan Kemal'le geç kalmış bir tanışmaydı' şeklinde bir mahcubiyet cümlesi kurmam beklenebilir ama ben iyi ki de bu kitaplar bu yaşlarıma denk gelmiş diye büyük bir memnuniyet duyuyorum açıkçası. Zaten
Eskici ve Oğulları
Eskici ve OğullarıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20216,7bin okunma
··
1.651 görüntüleme
Elif okurunun profil resmi
Zamanın ötesini gören ve bunu geçmişten koparmadan şimdi ile dile getiren yazar Orhan Kemal aslında çoğumuzun farkına vardığı sosyolojik tahlillerde bulunmuş insanın durdurulamaz ilerleyişinin hesaba katılması gereken önemli bir ayrıntı olduğuna dikkat çekmiştir. Ben olayı çok daha farklı olarak değerlendiriyorum aslında. Hızlı bir şekilde tüketim toplumuna dönüşen insanlar dijital anlamda ilerledikçe yanlızlaşmakta, bizatihi insanın yoksunluğunu çekmektedirler. Teknolojik olarak hangi seviyeye gelirse gelsin insanın arayış içinde olacağı ve eksikliğini gideremeyeceği tek şey "değer" olacaktır. Toplumda "eskiyen" aslında insan emeğidir, insana dair "değerlerdir" diye yorumluyorum ben dijitalleşmeyi. Her şeye daha kolay ulaştığımız bu zamanda makinelerin ürettiği ürünler "ucuz" fiyatları ile her zaman kendisine bir alıcı bulabilirken, şimdilerde kıymet biçilemeyen "el yapımı", sanırım ifade ettiğiniz teknolojinin gelişmesiyle daha da bir önem kazanacak bana göre. İnsanın en büyük trajedisi hükmedemediği teknoloji ile hayatının sınırlarını zorlarken diğer taraftan yokluğunu yaşamakta zorlandığı hatta yaşayamadığı insani değerleridir. Ne olursa olsun insanın göbek bağı geçmişten koparılamaz. Her şeyi bir gün robotların yapma ihtimali olsa dahi. İnsanoğlu hangi çağda olursa olsun "insani" olandan asla vazgeçemeyecektir hatta insan emeğine verilen değer daha da artacaktır kanaatimce. İncelemeniz için çok teşekkürler. Kaleminize sağlık.
Necip G. okurunun profil resmi
Elif Hanım çok teşekkürler öncelikle... Önemli tespitlerde bulunmuşsunuz... Ben de pek çoğuna katılıyorum... Söylediklerinizi/öngörülerinizi test etmek için aslında geleceği beklememize bile gerek yok. Çünkü günümüzde de bu dönüşüm başlamış durumda. Evet robotlar dünyayı henüz ele geçirmiş değil ama günümüzde de pek çok alanda fragmanları seyretmeye başladık diyebiliriz:) Bu noktadan bakınca, belirttiğiniz gibi şu an tam anlamıyla bir tüketim toplumuyuz. Bunun insani değerler üzerindeki tahribatını da net bir şekilde görüyoruz... Ancak sizin yorumunuzda belirttiğiniz "İnsanoğlu hangi çağda olursa olsun "insani" olandan asla vazgeçemeyecektir" cümlesinin bugünkü karşılığını bulmakta ben biraz zorlanıyorum... Hatta tam tersi insanın 'insani' olandan çok kolay vazgeçtiğini gözlemliyorum... Tabii ki bir genelleme yapmak doğru değil... Bu gidişata karşı duran, insanı, değerleri, emeği elinden geldiğince korumaya çalışan insanlar da var... Ancak kendisine dayatılanı bu kadar büyük bir hevesle kucaklayan insanlar sayıca fazla görünmekte. O yüzden ben açıkçası insanlara çok fazla güvenemediğim için belli ölçüde bir kaygı duyuyorum. Ancak umarım insanlık bu 'yok edici, tüketici' hayata karşı bir duruş koymayı başarır. Katkınız için tekrar çok teşekkür ederim... Saygılarımla...
1 sonraki yanıtı göster
Lightmorelight okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme, yeni bilgiler ve gelişmelerin anlatıldığı güzel bir yazı, Gerçekten ifade kabiliyetim yetersiz lakin yazımızdan hissettiğim insanları biraz strese sokan hafif karamsarlık kokan bi yan var, işte bu noktada da söylemek istediklerim var, gördüğüm şu ki insanoğlu için hep yeni dekor var sahne olmakta ama oyuncu insanoğlu ve yine gördüğüm şuki maddi gelişmeler insanı rahata, konfora ulastirmakta, açlık vb ana ihtiyaçlar azalmakta lakin konforlu ortam ile insanlar zorluk olmadığı için duygusal değişiklikler yasayamamakta bu konuda gelişme zorlanmakta ego artmakta gibi Neyse pat diye bitireyim, iyi ve mutlu, ia her ortamda iyi ve mutlu olur, kendine göre bi şekil alır.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim katkınız için. Tespitlerinize katılıyorum. Evet yazıda karamsar bir hava var. Çünkü yaşanan gelişmeler maalesef bizim kontrolümüzde değil. Birileri hayatı yeniden dizayn ediyor ve biz de kaygıyla yeni rolümüzün ne olacağını merak ediyoruz. Belki de bu kontrolsüzlük bu karamsarlığı doğuruyor. Teknolojik gelişmelerin yarattığı duygusal boşluk tespitiniz de çok önemli. Ancak henüz filmin başındayız. Hala geçmişten getirdiğimiz şeyler var hayatımızda. Bunlar önceden kuşaktan kuşağa değişir, azalırdı. Şimdi ise bu değişim yıldan yıla oluyor. Bunun insan üzerinde bir etkisinin olması kaçınılmaz... Saygılarımla...
Erdinç BİGE okurunun profil resmi
Necip Bey, güzel bir konuya temas etmişsiniz. (Güzelliklerinin yanı sıra zararları da yadsınamayan teknoloji özellikle çocuklarımız için ciddi tehlikeler arz ediyor.) Ayrıca uzun zamandır okumak istediğim bu eseri listeme ekliyorum. Saygılar...
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Erdinç hocam, ben büyük bir keyifle okudum romanı, size de şimdiden keyifli okumalar dilerim...
Lightmorelight okurunun profil resmi
Propaganda bana göre anlamı negatif bi kelime ancak burda yazacaklarım propaganda olarak anlaşılabilir ama bence değil, maddi bi beklentim yok, her hangi bir siyasi yönlendirme vb de yok, öyleyse yazacağım, ia öyledir, hakkın tavsiyesi, Öncelikle materyalist felsefeden beslenen ve etkilenen sosyalist yazarların ve aslında kitapların bir çoğunun, kötü veya iyi demiyorum, yaptığı örneğin 10 yıllık bi zaman diliminde yaşanmış 10 kötü olayı pes pese sıralayıp kendi düşüncelerini desteklemek, Ama hayat öylemi, bence değil, esen rüzgarın teninizde bıraktığı his, çocuğunuza sarildiginizda hissettiğiniz sıcaklık, ipek gibi bi ten, kalpte oluşan sevgi şefkat vb vb, her saniye, belki an ayrı duygular hisler, güzellikler, zorluklar, iç çatışmalar, karar alma süreci Örneğin gökyüzü ve güneş sadece elimizden alınsa sadece bir kere gormek için neler verirdik Neyse anlatmak istediğim hayat ki birde bunun hisseden aklı, duyuları, zeka, duygular içeren biri tarafından algılanması oldumu, yani kimse aslında aynı şeyi hissetmiyor, ana yollarda bulusuluyor, yani her uçan güvercin değil, sinekte var kartalda, yine iyi veya kötü, üstün veya alçak şeyler icin anlatmadım bu iki hayvani, Gelelim sadede inananlar için, müslümanim diyenler için söylüyorum, olmayanlarida davet ediyorum, olanlarıda tecdid-i iman olacak şekilde tavsiyelerim var, Allah, yaratıcı hem çok rahmetli hem çok hikmetler, Kur'anın girişinde kendini böyle tarif eder "errahmanirrahim" burdaki Rahman kelimesi (esma) ile rızka tevellüd ve hayatım ihtiyaçlarını garanti almak varken rahim ile çok şefkatli olusunu anlatır, Yine sadedin ikinci bölümü olarak karamsarlık, ümidi kesmek, mutsuzluk ve yaratıcı inancı bir arada olmuyor ki Kur'anda Allah in ferd planindada sosyal olarakta kimseyi taşıyamayacağı yük ile yüklemeyecegi bildirilmiş, Üçüncü olarak insanın yaptığı çok yanlışlar vardır, dayanışma ve yardımlaşma, fikir teatileri ile sadece inananlar değil tüm insanlar olarak önlem alma, üretme, güzelleştirmek olması gerekendir, Günümüz insanlarında/inananlarinda gördüğüm nasıl bir yaratıcının sevgili kulu olduklarını unutup dertler deryasında yalnız mücadele ettiklerini sanmalaridir oysa olanlar hep imtihandır, ancak o kadar çok uyaran, kafa karıştıran şey vardı ne iman ne yaratıcı, ne imtihan kalıyor akilda işte bu nedenle imamı Şafi hazretlerinin dediği gibi günde 5000 zikir çekeceğine 11 sayfa ehli sünnet alimlerinin kitaplarını okumak, mevlana gibi tek ayak sabit olmak, Said Nursi'nin dediği gibi düzenli anlayarak risaleleri okumak HAYATİ dır. Hiç bir parti, görüş, kısım vs vs ayırt etmeden akşama imanlı girip sabah imansız kalkan yada tam tersi durumların bolca yaşandığı günümüzde inananların böyle yapmaları çok önemli olmuştur. Evet konuyu nerden nereye getirdik, ama ne yapayım önemli gördüm. Kusurlu gören varsa affola.
Necip G. okurunun profil resmi
Estağfurullah ne kusuru... Fikirlerinizi gayet saygı çerçevesi içinde, kimseyi küçük düşürmeden, kimseye hakaret etmeden özgürce ifade etmişsiniz. Bu sitenin bu tip bir üsluba çok ihtiyacı var:) Yazdıklarınıza gelince, kendi adıma katıldığımı rahatlıkla söyleyebilirim. İnanan bir insan için, yeryüzünde ne yaşanırsa yaşansın, hangi gelişmeler olursa olsun her zaman bir çıkış yolu vardır. Bu yol, Allah’ın çizdiği yoldur. Tabii ki bu hayatın içinde tam merkezinde yaşayan insanlar olarak çoğu zaman hayatın kendi gerçekleri içine gömülüyoruz. Bu bazen insanı depresyona dahi götürebiliyor. Ancak diğer yolun, yani hakikatin varlığını bilmek insanın sigortasıdır... İnsan özünü kaybetmediği müddetçe hayatla temas kurabilir, kendisine verilen nimetlerden faydalanabilir. Ancak özden kopulduğu an, mutsuzluk başlar. Sebebi bilinmeyen, kendiliğinden gelip insanın tam içinde yuvalanan bir mutsuzluk... Allah kimseyi yolundan ayırmasın... Katkılarınızdan dolayı bir kez daha teşekkür ederim... Selam ve saygılarımla...
14 öğeden 11 ile 14 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.