Gotik,estetik,karanlık!
Oscar Wilde'ın arkadaşlarının "Sen roman yazamazsın!" demeleri üzerine iki üç günde yazmış bulunduğu başyapıt . Genç,güzel ve saf bir ruha sahip olan Dorian Gray'in ruhunu nasıl habis bir yaratığa çevirdiğinin sembolik hikayesi.Dolayısı ile de insanlığın hayatı sadece haz almak, sadece kötülüğün neden olduğu güzellikleri arzulamak ve hayatı sadece hayat için yaşamakla ruhlarını nasıl öldürdüğünü gözler önüne seriyor bu roman.
Ve bir de Lord Henry var.. O zehirli,ilginç ve baştan çıkarıcı sözcükleri ile bazen bizim çoğu zaman ise Dorian Gray'in ruhunu kirletmiştir. Açıkçası Lord Henry'ye ondan nefret ettiğim ölçüde hayranım. O muhteşem bir sanatçı. Dorian Gray'in ruhunu nasıl da şekillendirdi öyle. Bir heykeltraşın azimle eserini şekillendirmesi gibi.
Bana kalırsa bu sanat eserinin sonu dramatik olduğu kadar romantik bir trajedi imişçesine hoştu.
Evet evet bu kitabın sonu ve kendi başyapıtının sonu hakkında ,arkadaşı olmasına rağmen, Lord Henry tam da bunları söylerdi. Hayata trajedi ve komedilerden oluşan muazzam bir tiyatro gibi bakan ve estetiğin her şey olduğunu söyleyerek nice insanın hayatını karartan muhteşem kişilik.