Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bir Marquez harikası daha geride kaldı. Yüzyıllık Yalnızlık, Yaprak Fırtınası ve Kırmızı Pazartesi' yi okumuş olarak sadece Şer Saati' ne yorum yapma isteği duydum. Çünkü kitap şuana kadar okuduğum Marquez kitaplarından daha farklı bir tat bıraktı bende. Gel gelelim kitabın konusunu , yakıştırmaları yapan kişiyi bulmaya yönelik olarak okumaya başlamıştım yani bir nevi polisiye hikaye gibi ama yazarın burada daha çok 'iktidarlık' , ''diktatörlük'' gibi kavramları tanım yapmadan olaylar üzerinden başarılı bir şekilde aktardığını romanın yarısına gelince anlıyoruz. Öncelikle karakter havuzu oldukça dolu. Marquez' in kullandığı isimlerin de öteki kitaplarda alışkın olduğumuz amerikan, ingiliz isimlerine benzemediğini biliriz. Bu yüzden geriye dönüp hangisi hangisiydi diye baktığım oldu. Bu kadar çok karakter ve romanın kısalığı göz önünde bulundurulursa kesinlikle kitapta sönük bir karakter olduğunu düşünmüyorum. Gerek sıradan hayatına devam eden halk, gerek esnaf sınıfı gerekse de politikacılardan her birinin konu üzerinde bir etkisi ve dolgunluğu mevcut. Yazarın dili Yüzyıllık Yalnızlık' daki gibi akıcı; Yaprak Fırtınası' ndaki gibi zor anlaşılır cümleler yok. Bu da kitabı oturduğunuz gibi bitirmenize zemin hazırlıyor. ##SPOİLER İÇERİR## Olay örgüsüne dönecek olursak Marquez, önceki kitaplarında da bahsi geçen kasabalara benzer bir kasaba koymuş arka plana. Hatta Albay Aurelino Buendia'ya da gönderme yapmaktan geri kalmıyor ki albayın Makondo kasabasında silahlı gücü kendi eline geçirerek bir nevi baskıcı yönetim kurduğunu da Yüzyıllık Yalnızlık'ı okuyanlar bilir. Neyse efendim; bir gün biri çıkar ve bütün kasaba halkının sırlarını kapılarına gizlice not bırakarak ifşa eder. Karısının papazla ilişkiye girdiğini öğrenen Cesar Montero bir an bile düşünmeden kiliseyi basar ve papazı öldürür. Böylece hikayemiz başlar. Kasabanın belediye başkanı ve aynı zamanda teğmeni, kasabaya yıllar önce gelerek silah zoruyla yönetimi ele geçirmiş ve o günden beridir 'Silahı olan konuşur' zihniyetiyle halkı bıktıran bir yönetim rejimi uygulamıştır. Doktor ve berber bu yönetime karşı her ne kadar karşı geldiğini vurgulasa de başkanın karşısında ellerinden bir şey gelmiyor. Hatta diş ağrısı yüzünden kesinlikle gitmem dediği doktoru yine silahlı bir baskınla ziyaret ediyor ve doktoru dişini çekmeye mecbur bırakıyor. Burada da çıkarı doğrultusunda yaptığı bu hareketi günümüz siyasetiyle bağdaştırmak hiç de zor değil! Başkan önceleri bu yakıştırmaları bırakan kişi üzerinde hiç durmuyor ve kendisini uyaran halk ile dalga geçiyor ama daha sonradan bir takım bildiriler ve arkasından döndüğünü düşündüğü tezgahlar yüzünden yakıştırmaları bırakan kişiyi bahane ederek sokağa çıkma yasağı ve yardımcılarına verdiği vur emri ile halk üzerinde bir baskı kurarak korkutmaya çalışıyor. Olayların farkında olan berber ve doktorun görüşlerinin halk üzerinde etki yaratmaması için onları susturmak için her yola başvuruyor. Bu arada başkanın da halk tarafından soyutlanıp yalnızlığa mahkum olduğunu görüyoruz. Sonrasında kasabadan ses soluk kesiliyor , herkes ayrılmaya başlıyor ve kasabayı bir sessizlik sarıyor. Burada baskıcı yönetimi benimseyen siyasilere doğrudan bir eleştiride bulunurken halkın huzurunun nasıl yerle bir olduğunu gözler önüne seriyor. Kitap böyle sürüyor. Özellikle belirtmek istediğim bir iki nokta var: 1- Kitabın başında Cesar Montero' nun zengin bir birikimi olduğundan başkanla işbirliği yapıyor ve başka bir ülkeye gönderiliyor. Fakat kitabın sonlarında bir takım siyasi bildirilen yayımlayan bir genci yakalıyorlar lakin fakir halktan yararlanamayacağını bildiği için gencin ölümüne sebebiyet veriyor. Sonrasında cesedi kendisi gömüyor ve 'Bu oğlan ölmedi' diyerek olayı ört bas ediyor. Bu iki olayın arasındaki ilişkiyle günümüz yönetimlerine doğrudan bir göndermede bulunuyor! 2- Kapısına yakıştırma notu bırakılmayan kişileri listeliyorlar ve suçlunun bunlardan biri olduğunu düşünüyorlar. Fakat suçlu hem en göz önünde bulunan hem de suçlanacak en son kişi olarak bilinen Peder Angel çıkıyor. Yıllardır günah çıkarmaya gelen halkın güvenlerini boşa çıkararak sırlarını herkese aktarıyor böylelikle. Yani asıl düşmanın en yakınımızda olduğunun bir vurgusu yapılıyor bize. Roman boyunca peder başkanla sık sık buluştuğundan ikisi işbirlikçi gibi görünüyor ama pederin bizzat ona yakın olup soruşturmada kanıt bulunup bulunmadığını takip etmesine fırsat veriyor bu. Peki Peder hem bunları yapıp hem de nasıl kitap boyunca bu kadar vicdanı rahat olabiliyor? Bence kitabın kilit noktası burada!! Kitabı bitirdiğinizde şu soruyu soruyor olacaksınız muhtemelen: Peder bütün bunları neden yaptı? Silahlı gücü elinde bulunduran yönetime karşı kimsenin sesi çıkmadığı için belki de başkanın itibarını kökten sarsmak için böyle bir oyuna kalkıştı. Kötülüğe karşı kötülük mü yapmak gerekiyor? Başkanla fiziksel güçlerle karşı karşıya gelemediği için böyle bir yola mı başvurdu? Kitabın son sayfasında birçok şüpheli yakalanıp hapislerin tıka basa dolduğunu öğreniyoruz. Belki de başkan bu işle kendini helak ederken peder de oturup bir tarafıyla gülecek ona. Ya da görevini kötüye kullanarak bir nevi fedakarlık mı yapıyor peder de? Her ne yaparsa yapsın başkanı eleştirdiği halde kendi de ondan az değil. Burada da iktidar-muhalefet arasındaki ilişkiyi ele aldı diye düşünüyorum. Hayvan Çiftliği'nde hayvanların yönetimi ele geçirip sonradan insanlara benzemesi gibi. Çok konuştum sanırım. Kitaptan daha onlarca farklı anlam çıkarılabilir diye düşünüyorum. Sonuç olarak çok beğendiğimi ve ileride tekrardan okunmaya layık olduğunu düşünüyorum.
Şer Saati
Şer SaatiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2016986 okunma
··
895 görüntüleme
Hülya G. okurunun profil resmi
Harika bir inceleme yazmışsınız. Kafamda soru işareti olarak kalan ne varsa bu incelemede buldum👍🏻
Deniz Gün okurunun profil resmi
Merhaba, çok güzel bir inceleme olmuş ama kağıtları yapıştıran kişinin Peder Angel olduğunu nereden anladınız? Kitapta Pepe Armador olarak geçiyordu?
Ozan K. okurunun profil resmi
Pepe Amador yanlis bir sucla tutuklanmisti diye hatirliyorum. Sonra tegmen öldurmustu onu. Yazar kitabin son sayfasini "açikta" birakmis yani ne anladiginiza bagli. Tūm hikayeyi gozden gecirince bunu yapabilecek tek kisinin Peder olugunu dusunuyorum
Bu yorum görüntülenemiyor
sevcan okurunun profil resmi
Merhabalar, kitabı yeni bitirdim. Okumadan önce incelemenizi okumadım ki spoiler olmasın diye.. :)çok güzel açıklamışsınız. Yakıştırmaları pederin yaptığına ikna olamıyorum :) bence herhangi bir açıklama yapmamış yazar okuyana bırakmış.
Uu.mi okurunun profil resmi
Elinize sağlık,çok güzel inceleme
Uu.mi okurunun profil resmi
İncelemenizi okuyunca katilin o olduğu kafama yattı:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.