Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
·
Puan vermedi
Bazı okuların bu kitap ile ilgili incelemelerini okudum. Hepsi birbirinden değerli incelemelerdi. Çoğunlukla bu arkadaşlara katılmakla beraber bir ek veya karşıt olan görüşümü söylemek istiyorum. Yazar ciddi bir kilise eğitimi almış hatta kilise korosunda uzun bir süre yer almış. Evlilik kararı aldıktan sonra kiliseyle fiziki bağlarını büyük ölçüde kesmiştir. Ancak hala gönülden kiliseye bağlı ve hatta bazı misyoner faaliyetlerinde yer almış biridir. Bu kapsamda Pollyanna eseri yazan kişinin kiliseye olan bağlılığı açısından da kitabın içeriği açısından da kilise(misyonerler) için değerli bir eserdir. Zira bu eser sayesinde istedikleri herhangi bir toplumda istedikleri ölçüde miskinleştirme, pasifleştirme, çabuk boyun eğme...gibi davranışları elde edebilmeyi başarmışlardır. Yani anlayacağınız yumuşak başlı insan yetiştirerek klasik veya modern tarzda empere etmeyi başarmışlardır. Japonya’da bir film şirketi büyük maddi destek alarak ve bu kitaba bire bir sadık kalarak bu kitabı çizgi film dizisi haline getirdiler. Bu çizgi film misyonerlerin ve Vatikan’ın büyük gayretleriyle bilinçli olarak yoğunlukla az gelişmiş (Afrika, Asya ülkeleri başta olmak üzere) ülkeler olmak üzere tüm dünyaya yayılmasını sağlamışlardır. Aslında çok masum bir oyun “mutluluk oyunu” ve pratik yaşamda insana eksikliklerini unutturmada, felaketlere karşı tutumlarında, gamında, kederinde... yaşayacağı ya da yaşadığı psikolojik sorunları minimalize ederek çok faydalı olmuştur. Ancak çocuk yaşta zihnimize yerleştirilen “mutluluk oyunu” yetişkin çağlara geldiğimizde bizim mücadele gücümüzü kırdığını fark ettik. Her şeye absürd bir şekilde “tatlı limon” kıvamında tepki vermeye başladık! Mesela; - Çok şükür sadece yüzde yirmi zam geldi. Çok şükür! - Suriye’de, (Irak’ta, Arakan’da, Arap ülkelerinde, doğuda, güneyde...) savaş var. Ya bizde de olsaydı. Çok şükür! - Haklıyım ama ceza aldım. Hiç sesimi çıkarmayayım. Ya daha fazla ceza yeseydim! Hiç sesimi çıkarmayayım. Buna da şükür! - Patron bana hakkım olan sosyal güvencemi de maaşımı da tam olarak vermiyor, hep eksik. Neyse ya hiç iş bulamasaydım? Çok şükür! - Eve hırsız girdi ve hırsızı kimse bulamadı. Gitti paralar. Anan boş ver bulup da şikayetçi olsaydık yıllarca mahkemelerde gezerdik. Bir de onlardan alacağımız tehditler var. Zaten şikayetçi olmazsan cezalardan da yırtıyorlar. Aman boş ver değmez. Mala geleceğine cana gelsin! Buna da çok şükür! - Hastaneler çok kalabalık oraya gidince hasta ediyor bizi. Oradaki sıra kavgaları, öncelikli hastalar uygulaması bizi kahretse de ücretsiz veya küçük bir ücret karşılığı tedavi oluyoruz. Ya bize bu hakkı da vermeseydi, biz be yapardık? Amaaann çok şükür! - Memur bize hakaret etti falan ama işimizi de gördü. Aman boş ver adamın ters gününe gelmişizdir, işimiz yolunda ya çok şükür! - Oğlum işsiz ama üniversite mezunu ve yabancı dili var. Ya cahil kalsaydı? En azından harçlığı var ve sağlığı yerinde. Çok şükür! ... Pollyanna=İyimserlik, Şükürcülük... “Sana bir tokat atana diğer yanağını da çevir -onu da tokatlasın-“ Vatikan menşei olan bir söz veya gerçekten bu söz Hz İsa’ya ait ise yanlış yerde ve anlamda kullanılmış bir söz. Mazlum: - İkinci yanağını da hazırla Vatikan, tokat geliyor. Misyoner: - Sen elini kaldırmadan kurşunu anlına yersin, seni terörist! SAYGILAR...
Pollyanna
PollyannaEleanor H. Porter · Arkadya Yayınları · 20169,2bin okunma
··
15 görüntüleme
Yusuf Çorakcı okurunun profil resmi
Nasıl tespitler bunlar.
Kitabî okurunun profil resmi
Söylediklerinizin her kelimesine katılıyorum.İncelemeniz ve tespitleriniz mükemmel.Benim de dikkatimi çekmişti inceleme yaparken de değinmiştim ufaktan.Hintli, Mısırlı, Asyalı Müslüman çocukların küçük bir kız çocuğu tarafından aşağılanması;Pollyannanın siz ancak doğulu pis çocuklara yardım ediyorsunuz biraz da arkadaşıma yardım edin diye misyonerlere sitem dolu mektup yazması pek de masumane bir çocuk kitabına göre değil. Mutluluk oyununa gelince o küçük cadı herkese bacağın yaralandı ise diğer bacağın sağlam diye mutlu olmalısın diye ayar verirken nasıl oluyorsa kitabın sonunda kendi ayağı sakatlanıyor, hayata küsüyor.Başkalarının da kendisiyle mutluluk oyunu oynamasına fırsat vermiyor tuhaf bir şekilde...
MAHMUT AKINCI okurunun profil resmi
Değerlendirmeniz için teşekkür ederim
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Minnak Gezenti okurunun profil resmi
Başta şunu belirtmeliyimki incelemenizi çok beğendim. Çok değerli eleştiriler var. İyimserlik güzel bir şey. Hayatta mutlu olmanı bi tık daha arttırıyor . Fakat dediğiniz gibi fazlası şükürcülüğe giriyor. Artık olaylar karşısında tepkisizlige bürünüyorsun . İyimserlik güzel bir eylem tıpkı her şeyin tadında olduğu sürece güzel olduğu gibi :))))
MAHMUT AKINCI okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ve dediklerinize katılıyorum. Saygılar
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.