Bireyciliğe, burjuva hayatının ahlâk anlayışına ve bu kalıpların getirdiği yalnızlığa ve derin uçuruma dikkat çekiyor Zweig. Kapitalist düzenin getirdiği tekdüze monoton yaşam biçimi insanları depresyona sürüklüyor ve dünyanın bir nevi global bir köy haline geliyor oluşu toplumsal bağın azalmasına neden oluyor. Hayatın anlamının şöhret olmakta, zengin olmakta ve diğer insanlar tarafından takdir edilmekte olmadığını, diğer insanlara kendini yarandırmak için kişinin kendi ihtiyaçlarını kısıtlamaması ve sadece kendisi olması gerektiğini düşünüyorum. İnsan sadece kendisine dikte edilen sistemin dışına çıkabildiği zaman gerçek manada mutlu olabilir. Asıl mutluluk bir köpeğin neşeyle sıçrayışında ve kendinden farklı olanda aslında. Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.