Hidayet amcanın kalemi büyü etkisi yaptı, her cümlesini okumak farklı kafalara doğru sürüklüyor, kavram olgusu kuş olup uçuyor, maddeden sıyrılıp yakan, sislerle örülmüş toz bulutu eşliğinde gözün göremediği arka fonda çalan musikinin tınısıyla düşünceler silsilesinin içine atıp uzaktan bana bakarak kahkaha atıyor, halin harap Beyza, git bir soğuk su iç, perperişansın yavrucuğum der gibi.
Kafam boşluğun sessizliği ile uzanıp gidiyor. Karanlık, isle yoğrulmuş tozların kesifliğinde tortular bırakarak, hissin mahmurluğu üzerime çöküyor, dermansızca kafadan yüreğe sıçrıyor yavaşlığın tadına varamadan. Hissizlik Camus'un Yabancısı gibi soyutlaştırıyor, düşüncelerin kıvrımlı, raks edermişçesine oradan oraya bazen gözler önünde bazen de duvarlarla bitişik tılsımlı büyüsü ket vuruyor suların berraklığını göremeden.
Karanlık, sessizlik ve yok oluş..
Ama aydınlık,gürültü ve varoluş
Hangisi? Bilmezlik göğüs kafesimdeki batmalar gibi nefes kesen.
Arayışlarım nasıl vuku bulur?
Bana bunları yazdırdı, beynimin içindeki kurtçuklar dans eder gibi kıvrıla kıvrıla oyuklar oluşturdu, derinlere inerek kalbime ulaştılar, oraya izin veremezdim duvarlarım var benim , lakin engel de olamadım sağlam zannettiğim duvarlar yıkıma hazır bekliyorlar mı ?
Çizimli büyük boy kitap şeklinde okumanın lezzeti ayrı oluyor imiş, çok teşekkür ederim kıymetli arkadaşıma buradan, var olsun ^_^
Ayrıca aynı zamanda bir can dostum ile okumak benim için çook ayrı ve lezzetli idi. İyiki iyiki dediğim ^_^