Yaşar Kemal’i okuyanlar genelikle dejavu yaşarlar. O hep özlediğimiz ve bir daha tadını yakalayacağımız zamanı tekrar yaşar gibi oluruz. Bu da sanırım eserlerin oluştururken toplumsal hafızası olan sözlü halk geleneğin de beslenmiş olmasıdır. İncelemeniz çok güzel ve samimi bir okuyucunun, yağmur sonrası toprak kokusu gibi hissediliyor. Belirttiğiniz gibi yaşar Kemal gerçekten bir Homeros soyunun en son örneneğiydi. Tıpkı her güzel şey gibi onu da yitirdik, tam anlamdan yaşadığı dünyayı tanımadan. Mesela ben de Özoğlunun olduğunu bilmiyordum, sayenizde öğrendim:) teşekkürler. Kürt bilge Musa Anter de Yaşar Kemal ile ilgili bir anısında; zamanın da İstanbul Beykoz tarafında gemi rıhtımlarında çalışan “kara” bir çocuk olarak sözeder. Ama o kendi aydınlığını yada umudunu kendisi yaratmış bir şahsiyettir. İnsan bu tarz incelemeleri okuyarak bile iyi bir okuyucu olabilir onun için bu tarz incelemeleri ısrarla bekleriz, emeğinize, kaleminize sağlık...