Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

88 syf.
8/10 puan verdi
Kör Baykuş’tan sonra bu incelemeyi artık The Sixth Sense filminde “I see dead people.” diyen çocuğun kafasıyla yazıyorum. Beynim hala hafif dumanlı fakat bu sefer daha iyi gibiyim. :) Ne kadar Kör Baykuş’a önce inceleme yazmış görünsem de aslında yazarın öykü dilini tanımak ve uzun öyküsü –yada roman olan Kör Baykuş’la kıyas yapmak için öncelikle kısa öykülerden oluşan Aylak Köpek kitabını okumam gerektiğini düşündüm. İki okumamın sonundaki düşüncem: Yerinde bir karar vermişim. Çünkü Kör Baykuş’tan sonra Aylak Köpek’teki öyküler kafamda daha iyi oturdu yerine. Başka iki kitap arasındaki anlatım ve üzerimde yarattığı etkiyi, ardından Aylak Köpek kitabındaki öykülere dair görüşlerimi belirmek istiyorum. Aylak Köpek’te okuduğum hikayeler yine insan psikolojisi temelinde seyretse de çoğunlukla gözleme dayalı bir kurguyla harmanlanmış olduğu aşikar öyküler. Bu bağlamda yazarın gözlem gücünü ve gözlemlerini kurguya aktarmadaki becerisini hayli güçlü buldum. Belki kısa öykü okumayı daha çok sevdiğimden olsa gerek ben Aylak Köpek kitabını Kör Baykuş’a nazaran daha bir keyifle okudum. Kör Baykuş’ta ise yazar bana göre o zamana kadar içinde biriktirdiği ve anlatamadığı, anlatsa başına bela olacak tüm düşüncelerini ustalıkla belirlediği imgelerle çözülmez bir ağ ile sunmuş okura. Hoş, ne kadar üzeri örtük bir anlatım yapsa da ülkesinin yasaklı yazarı olmaktan kurtaramamış kendini. Aylak Köpek'teki öyküler bana ne kadar yakın dursa da Kör Baykuş, şimdiye kadar okuduğum zirve kurgulardan. Gelelim Aylak Köpek’teki öykülere. Kitap toplam yedi öyküden oluşuyor ve bu öyküler aslında çok da “hah bunu okudum, şimdi sıradakini okuyayım.” dedirtecek öyküler değil aslında. Şöyle söyleyeyim; tavana baktırıyor. Bir süre üzerine düşünüp, külünü üzerinizden silkeleyip, sonraki öyküye geçeceğiniz tozlu öyküler bunlar. Uyandırdığı hissiyat bu, peki kurgu? Bana göre yedi öykü de yedi farklı temel ve deneme üzerine oturtulmuş. 1. Aylak Köpek: Tam bir hayvan psikolojisi tespiti. Siz hiçbir hayvanın duygularıyla empati kurdunuz mu? Cevabınız hayırsa mutlaka okuyun bu öyküyü. Öyle güzel anlatmış ki yazar Pat’ın ruh halini, bir anda onunla hemhal oluyorsunuz. Vicdana dokunan bir öykü. Müthiş keyfi aldım okurken. 2. Kerec Don Juanı: Güçlü kadın-pasif erkek-Behlül bakışlı Don Juan. Bu öyküdeki esas adamımız Hasan. Ben onun karakterini biraz Kör Baykuş’taki anlatıcıya benzettim. Hasan, uzaktan ilgi beslediği bir artiste sonunda açılır ve onunla birlikte olur. Bu kadın ona göre çok masraflı bir ve biraz bulunduğu ortam hasebiyle de rahat bir kadındır. Tüm kusurlarına rağmen Hasan ona tüm kapılarını açmıştır. Dilerse evlenmeye bile hazırdır. Bu birliktelikte beklenen son bağıra bağıra gelir fakat Hasan bunların hepsine kör ve sağırdır. Bu öyküde dikkatimi çeken mevzu çocukken Hasan’a takılan “hamal” lakabıydı. Öykünün ilerleyen kısımlarında yanlış anlamadıysam, Hasan kadın hakkında ne kadar, “Onun masrafı çok olur.” (sf.21, YKY) diye yakınsa da arkadaşına, esas kadının verdiği parayla geçinir, onun gönlünü hoş eder. Bir nevi kadının parasıyla onun hoşuna gitmeyen tüm yükünü taşır. Kadının istediği gibi kullandığı, tepesi atınca aşağıladığı hamalına dönüşür. 3. Çıkmaz: Kuvvetli bir erkek dostluğu. Öykünün teması ismi üzredir. Ben bu öyküdeki ana karakter olan Şerif’i biraz Sadık Hidayet’le özleştirdim. Şerif’in içe kapanık ruh halini, yaşadığı derin yıkım ve bir tesadüfle içine düştüğü çıkmaz. Bu öyküde Şerif’in sürekli dilinde döndürdüğü “Bir tesadüf olsa gerek!” cümlesini unutamayacağım. 4. Katya: Anı temelli bir öykü. 1. Dünya Savaşı’nda Sibirya’da esir alınan Avusturyalı bir mühendisin yaşadığı bir olayı anlatıyor. Diğer öykülerde geçen mekanlar olağanken bu öyküdeki esir kampı ortamı kafamızda yeni bir mekan imajı belirlemek adına farklı olmuş bence. 5. Taht-ı Ebu Nasr: Mumya-büyü-aşk-mucize. Kitapta en beğendiğim ve buhranlı kişi psikolojisinden ayrılıp fantastik bir temele oturmuş, bolca tutku dolu bir öykü. Bu öyküde en çok beğendiğim kısımlar ise profösörün “mucize”ye dair düşünceleri ve Simuye’nin Horşit’e olan tutkulu(!) aşkı. Öykünün sonunda kafamda oluşan şu cümle, üzülerek de olsa kabul ettiğim gerçekti : Vuslat vuku bulduğunda aşk sona erer. Burada Kemal Sayar’ın aşk üzerine ettiği şu kelam öykünün temasını özetliyor aslında: “Bizi etkileyen aşk öyküleri kuşkusuz vuslatın bir türlü gerçekleşemediği öykülerdir ama aşk bir manada sevgiliyle buluşma, sevgilide eriyip yok olma arzusunu da içermez mi? Aşkın kavuşamayışla gerçek kıvamını bulduğu yolundaki genel görüş, kanımca tartışılmaya muhtaçtır. Tanrısal aşk için bu önerme kuşkusuz açıklayıcı bir değer taşıyor ama 'romantik aşk' vuslatla anlamlanıyor: Sevgilinin yüzünde kendi yüzümü seyretmek için onunla beraber olmam gerekir. Vuslat bir imtihandır, aşkın mihenge vurulduğu yerdir orası, kim ki sevdiğinden vuslatla uzaklaşır, o zaten bir yanılsamaya tutunmuş demektir. Vuslatladır ki romantik aşkın efsunu bozulur, artık kendi narsisistik arzularımızı yansıttığımız bir kendilik nesnesi değildir karşımızdaki, hata ve günahlarıyla, etten, kemikten ve ruhtan bir varlıktır. Aşk, vuslat vuku bulduğunda hala oradaysa aşktır" 6. Tecelli: Kitapta sanırım tek sevemediğim öykü. Sanki biraz kaş yaparken göz çıkarma, ya da ava giderken avlanma gibi bir durum söz konusu. 7. Karanlık Oda: Kitabın son ve beni en çok çarpan öyküsü. Esas karakterimiz biraz Dostoyevski’nin Yeraltı Adamı gibi. Fakat yeraltı adamına nazaran fazla trajik, fazla depresif. Bu öyküdeki odanın şekli, anne karnı, cenin pozisyonu diyalogları unutamayacağım sahnelerdendi. Mutlaka okuyunuz. Biraz uzun oldu biliyorum fakat kitaptaki her öykü içine inilmesi güç, derin bir kuyu gibi. İşbu sebeple Hidayet’in kurgu gücünü çok sevdiğimi söyleyebilirim. Tek eleştireceğim nokta dilin akmaması, bu çeviriden kaynaklı mı yoksa okurken kafanızda yarattığınız o ortamla mı alakalı bilmiyorum. Ama Sadık Hidayet sevdiğim ve önerebileceğim yazarlar arasına girdi diyebilirim. Etkinliği düzenleyen
NigRa
NigRa
'ya tekrar teşekkür eder, bu vesilelerle yeni yazarlar keşfetmek temennisi ile; keyifli ve keşifli okumalar dilerim herkese :) Kemal Sayar'ın alıntısı için kaynak: fahl.blogcu.com/vuslat-vuku-bul...
Aylak Köpek
Aylak KöpekSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 20212,737 okunma
··
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.