Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tanışı olduğumuz alışkanlık, bize bunun insan ile emek, bir insanın büyüklüğü ile bir davanın büyüklüğü, eğitim ile bilgi, insanlık ile doğa arasındaki sınır olduğunu garanti eder. Emek ile endüstriyel deha ahlâki büyüklüğü, gökkubbenin altındaki mertliği, yaşamın o parçalanamaz öğretisini çoğaltmaz; bu ahlâk yalnızca örnekler aracılığıyla, devlet adamlarının, kahramanların, ermişlerin, şarkıcıların, bu arada aynı zamanda da sinema oyuncularının sergiledikleri örneklerle kuşaktan kuşağa geçer; burada söz konusu olan, o büyük ve akıl ötesi güçtür; şair ve yazar da kendi sözüne inandığı ve kendisinden, yaşam koşulları doğrultusunda olmak üzere, iç dünyanın, kanın, yüreğin, ulusun, Avrupa'nın ya da insanlığın sesinin yankılandığı düşüncesine bağlı kaldığı sürece bu güçte bir payının bulunduğunu hisseder. Şair ve yazar, öteki insanlar yalnızca anlaşılabilen evrende didişip dururlarken, kendini bu gizemli bütünün bir aleti olarak algılar, ve insan bu misyona daha onu görmeyi öğrenmezden önce inanmak zorundadır! Bize bu konuda güvence veren, hiç kuşkusuz hakikatin bir sesidir, ancak bu hakikatin tuhaf bir yanı da yok mudur? Çünkü insanın kişiden çok davaya baktığı her noktada ortaya yeniden davayı götüren bir kişi çıkar; buna karşılık kişiye önem verilen yerde, belli bir yüksekliğe ulaşılmasının ardından artık ortada yeterli bir kişinin bulunmadığı ve gerçek büyüklüğün geçmişte kaldığı duygusu kendini gösterir!?
Yapı Kredi Yayınları Çev: Ahmet CemalKitabı okudu
··
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.