Zihin yapısıyla , düşünce şekliyle cağından üstün ve cevresinden çok üstün yalnız bir adam. Ne Atatürk değince put gibi tapan , adını olur olmadık yerde kullanıp sadece şekil olarak yaşatmaya , adından bir koyunun etinden , sütünden ve derisinde yararlanır gibi belirli zümrelere kısıtlayıp ; kokoşların , kaypakların , kendi çıkarlarına göre hareket edenlerin , Atatürk'ü belirli kalıplar halinde öğrenen melek gibi gösterilmeye çalışılan bir adam ne de dedelerinin milleti kandıran sisteme çomak sokan , cahillikleriyle emperyalizm'e köle olmuş arap toplumundan biri olmamazı engellediği için kendine yediremeyen yobazların , uzun süre boyunca kadınların değersiz bir eşya gözüyle , cinsellik objesi olarak bakan cahillerin kadınları birey olarak erkeklerin seviyesine çıkaran buna bozulan ben merkezçillerin ve çocuğunun imam olsun hayaliyle yaşayan bir kadının Atatürk'e laf atmak için kendine savunamayacak bir kadının namusuna laf atabilecek kadar alçalan insanların şeytan gibi gösterilmeye çalışan insandı. Atatürk hayatında tecrübelerle şüpheler içerisinde yaşayan , kendi zekasına yakın insanların olmasından dolayı kendi hatalarını fark edemeyen , egosunu başarılarından ve zekasından dolayı çok yüksek , kadınlara bakışını doğu kültürünü etkisinden kurtaramamış , ülkesini canından çok seven (Son bölümlerle çok daha iyi anlayacaksınız bu sözümü.) , okuduğu 3997(üç bin dokuz yüz doksan yedi) kitapları kendi zihniyle şekillendirip sentezleyebilen ve en önemlisi yalnız bir insandı. Bu kitapta rasyonel bir şekilde yazıldığını ve 5 yıllık bir araştırmanın sonucunda çıktığını ön kısımdaki teşekkürlerden ve arka kısımdaki kaynakçadan çok rahat anlayabilirsiniz.