Rougon-Macquart serisinin 2 nolu kitabı. Orjinal ismi ''Le Curee''. Fransızca bilmediğim için bu kelimenin ne anlama geldiğini bilmiyorum. Kitap Türkçe'ye, 1947 yılında 'Tazı Payı' , 1970 yılında ise benim de okuduğum şekliyle, Altın Kitaplar yayınevi tarafından ' Aşk Bitmesin' ismiyle çevrilerek kazandırılmıştır. O tarihten sonra da herhangi bir baskısı yoktur.
Bence bu kitaba 'Aşk Bitmesin' isminin verilmesi kesinlikle uygun değildir. Çünkü kitapta aşk adına hiçbir şey mevcut değildir. Bırakın aşkı, sevgiyi, kitapta iyilik diye bir şeye de rastlamak mümkün değildir. Sadece iğrenç denecek ilişkiler vardır. İyi karakter de yoktur. Belki iyi diyebileceğimiz bir veya iki karakter sayabiliriz ama onlardan da eserde çok az bahsedilmektedir. Kitap, hırsızlık, yolsuzluk, sahtekarlık, iğrençlik derecesinde ahlaksızlık başta olmak üzere her türlü kötülük ve iffetsizliğin anlatıldığı bir kitap özelliği taşımaktadır.
Konu, Fransa'da, 1851 yılı olayları sonrası kurulan ikinci imparatorluk döneminin Paris'inde geçmektedir. Pierre Rougon'un küçük oğlu Aristide, Paris'e taşınmış olup bir an önce iktidarın nimetlerinden yararlanarak zenginleşmeyi ve yükselmeyi hedeflemektedir. Bu uğurda, ailesi de dahil olmak üzere önüne gelen herkesi kullanmakta, her türlü sahtekarlık, yolsuzluk ve iğrençliği yapmaktadır. Bütün bunları yaparken de en büyük şansı eşi ve Paris'in yeniden inşa edilmesidir.
Buna ek olarak kitapta, Paris sosyetesinin, artık aleni hale gelmiş olan , iğrenç denecek şekildeki ahlaksız yaşam şekli ve bu tür yaşantıya ayak uyduran Aristide ve ailesinin aynı derecedeki yaşamı da ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.
Bu kadar kötü karakterlerin yer aldığı, bu derecedeki kötülük ve ahlaksızlıklarla dolu olan bir konunun mükemmel bir şekilde kurgulanarak, arka arkasına sıralanması ancak usta bir yazarın yapabileceği bir iştir. İşte Emile Zola da bu kitabıyla bunu başarmıştır.
Yazarın bu derece mükemmel bir şekilde yazmış olduğu eserin, benim okuduğum baskısının çevirisini yapanlar ise bana göre maalesef yeteri kadar başarılı olamamışlardır. Bazı yerlerde ( Özellikle 230 'lu sayfalarda tespit ettiğim), yazarın kaleminden çıkması mümkün olmayan çirkin cümleler uydurarak kendilerine ve çevirilerine olan güveni sarsmışlardır.
Eseri, ben serinin ikinci kitabı olarak yine beğenerek okudum. Serinin bundan sonraki kitaplarını da okumaya devam edeceğim.