Umutsuzluğun diplerinden yaşama sevincinin tepelerine yükselten bir kitap. Kemal ile tanışmak bu güne kısmetmiş. Bilinçaltı monologlarını yazıya dökmesini çok beğendim. Yaşama sıkı sıkı tutunan Sardunya'yı, tek gözlü Beyazı çok beğendim. Sanal alemin banalliğine dokunuşunu çok beğendim. Havuz başındaki kadını hatta Barış'ı bile! çok beğendim.İçindeki şiirleri,hor kullandığı dilini çok beğendim. Aeden'den sonra yine bir bahar akşamında size bir hastahane odasından yazarken (rastlantılar güzeldir) Kemal Hamamcıoğlu'nun bir şiiri ile veda ediyorum. Sevgiler...
"İnsanın hainliği, yaralarını kabullenmediği için.
yaraları sevmek lazım.
karanlığı da.. karanlık iyidir, kir tutar.
acıysa insanı tok...
gece kadar insanı seven yok.. bazıları iyi ki var, kimileri neyse ki yok.
ama sen niye yoksun?
sana bir sır vereceğim
evi bul diye, perdeleri hiç kapamıyorum.
gece gündüz yaralı siyah kediye bakıyorum.
şairin mektuplarını okuyorum.
aşka yazılanları başucuma bırakıyorum.
çok önce,
birini pencere kenarına çiçek koyacak kadar sevmiştim.
seni, mektup yazacak kadar seviyorum.
bu da hiç fena değil.
sen de yaz .
perdeleri kapalı evinden çıkmayacak olsan da yaz..
bu konuda ısrarcıyım. gece oldu mu fena ısrarcıyım.
hadi yaz sen de... çünkü,
birini mektup yazacak kadar seviyorsan, ne mutlu sana! yaşıyorsun.."