Gönderi

Anadolu'dan Sesler
-Çoktan beri Paris'te bulunup öz yurdunu unutan arkadaşım İ. G.'ye Anadolu'dan yazdığım manzum mektuplarımdan biri- Bırak şu gafleti, bırak uykuyu Arkadaş: Gel dolaş Anadolu'yu İnönü, Sakarya, Gelibolu'yu; Ne ulvî, ne kutsi yerler görürsün Kara sabanlarla çiftini süren, Yurt için varını yoğunu veren, Böylece en yüksek rütbeye eren Tunç yüzlü kahraman erler görürsün. Kışın soğuğunda titreyip donan, Yazın sıcağında çöl gibi yanan, Bunları, en küçük eziyet sanan! Köylünün alnında terler görürsün. Bir şeyi sevmez yurt toprağı kadar, Vicdanlı, namuslu, metin, fedakâr! Sözlerine sadık, dönmez vefakâr "İşte bizim töremiz" derler görürsün. (...) Bırak dostum artık Garp ellerini, Kadın, içki kokan otellerini; Geçince o Semplon tünellerini Çayırlı çimenli yollar görürsün. Meyletme Frengin musikisine, Kulak ver şarktaki bülbül sesine, Rüzgârlar renk katar gür bestesine! Her havayı çalan teller görürsün. Velhâsıl hepsi var bizim diyarda Sıcak da, soğuk da, güz de, bahar da Tezatlarla dolu şu topraklarda Dikenler yanında güller görürsün. 26 Temmuz 1937, Akseki
Sayfa 56 - Kurgan Edebiyat YayınlarıKitabı okudu
·
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.