''Bekleyen ve unutkan varlığında, her belirli anlamlamayı ve konuşanın varlığını bile silen gizlenme gücünde, her varlığın özsel saklanma yerini oluşturan ve böylece imgenin uzamını özgürleştiren bu gri tarafsızlıkta dil ne hakikattir ne zamandır, ne ebediliktir ne insandır, o her zaman bozulmuş dışarının biçimidir; o köken ile ölüm arasında temas kurar ya da daha doğrusu sonsuz salınmalarının kısacık anında bunların görünmesine izin verir - ölçüsüz bir uzamda sürdürülen bir anlık temaslar.''