İnsanlık bir gün , ruhun bu iki arada bir derede kalmış halinin üstesinden gelmeyi başarabilecek mi?
Tanrı korkusu ile hayvani haz arasında afallamış biçimde gidip gelen , etrafı yasaklarla kuşatılan ve dinlerin saplantılı nevrozu altında adeta ezilen insan kendini bu medeniyet ikileminden çıkaracak yolu bulabilecek mi?
Bu iki kök güç , yani saldırganlık ve cinsellik dürtüsü nihayetinde gönüllü olarak ahlaksal sağduyuya teslim olduğunda , bizler bizi cezalandıran ve yargılayan Tanrıya ilişkin yardımcı hipotezi lüzumsuz görüp ondan vazgeçebilecek miyiz?