Gönderi

339 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ruhun varlığı nasıl tartışma konusuysa Tanrı'nın varlığı da öyle tartışmalı bir konu. Her yeni sevmeye aşk adını takıp, bir sonrakine "gerçek aşk aslında buymuş" deyip bir türlü emin olamıyorsak aşkın nasıl bir varlık olduğundan, dinin de bir aşk teması olduğunu umrumuza takıp, her yeni inanışın gerçekliğinden, nasıllığından emin olamamayı bilmeliyiz. Aşk, din, tanrı, inanç, acı (...) hepsi insanın, ademin içinde. Her biri diğeriyle aynı temeller üzerinde yükselmiş, insanın yarattığı yıkık meseleler. En küçük hayal yahut düşünce depreminde moloz yığınlarına dönecek olan bu meseleler, yine insanın yarattığı acı meselesini perçinleştirmekten başka ne işe yarar? İnsan, bu var ettiği meselelerin altında yeni anlamlandırmalar kurana kadar kaç gün havasız, susuz, ışıksız yaşayabilir? Ya da kaç saat demeliydim... Cemil Meriç, kitabında bahsettiği üzere küçük yaşlardan itibaren yazmaya başlamış. Başlamış ama dolu dolu mu? Elbette hayır. Yazarak geliştirmiş elini. Okuyarak değil. Okumamış demek değil bu. Okumuş. Zihnini de okuyarak geliştirmiş. Birçoklarından etkilenmiş okuduklarının. Yazarlar sindirmiş, düşünürler özümsemiş. Cemil Meriç, Cemil Meriç olmaya böyle böyle başlamış. Kendini okuma ve yazma ikileminde tanımış. Kitapları dost bilmiş Meriç. Öyleki pek çoğuyla ilişki bile yaşamış denilebilir. Kitaplar üzerine yığınla çalışmalar yapmış. En güzel yığınlarla çalışmış... Hocalarından bahseder kitabında. Ona yön veren, "Meriç" kısmını heyheylendiren etkenlerden biri de hocaları olmuş. Gittiği yerlere değinir az biraz. Bastığı toprak da etki etmiştir düşüncelerine. Yürüdüğünüz yollar, ayak bastığınız, içinde olduğunuz şehirlerin yollarıdır ne de olsa. Otuz sekiz yaşında gözlerini yitirmiş. Gözlerinin yerini doğrudan düşünceleri almış. Dili tercüman olmuş, gözlerinin seyrine aşina olan düşüncelerine. O gözler yokken de düşünceleri pek bir depreşmiş. Kitap, ülkenin batıya bakışını temelde ele alıyor gibi gözükse de birçok çeşitli konuya parmak basıyor. Paragraflar arasında, konudan konuya uçuyorsunuz. Geniş kapsamlı dar bir kitap. Beyin gibi aynı. Yahut kelimelerle bezeli TARDIS. Doktoru ise Cemil Meriç. Sizi hem geleceğe hem de geçmişe alıp götürüyor. Böylelikle gününü, içine doğduğun toplumu sorgulatıyor. Kitaplar güzeldir. Bu kitap ise pek bir güzel. Bu Ülke, ölümsüzdür demek isterdim ama Meriç, ölümsüzlüğü dillere pelesenk olmuş bir kişinin cehennemi olarak aktarıyor. Bu Ülke, tarifsizdir demek istiyorum bu sebeple. Eşsiz bir yazı işçisinin elinden çıkmış, eşsiz bir eser; muazzam bir şairin, dizelerini kıskandırır. Bu Ülke'yi okumayın; sevin.
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821,4bin okunma
··
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.