Gönderi

204 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"Ertesi gün hiç kimse ölmedi." José Saramago'nun 2005 yılında yayımlanan kitabı, bu cümleyle başlıyor ve bu cümleyle bitiyor. Bunun, bir anlamda dünya düzeninde yer alan "Ertesi gün birileri öldü" devinimine nazire olduğunu düşünüyorum. Saramago'nun ilk defa bir kitabını okudum, diğer kitaplarında böyle midir bilmiyorum ama bu kitabında dümdüz bir anlatım, kime ait olduğu seçilemeyen diyaloglar ve uzun, sonu gelmeyen cümleler vardı. Bunun çeviri sorunu olduğunu sanmıyorum çünkü 'yazarın kendine özgü yazım şekline sadık kalınmıştır' diye özellikle belirtilmiş. Özellikle ilk bölümdeki durgun anlatım, çok da özgün olmayan fikirler ve daha sonrasındaki çarpıcılık ile "Otomatik Portakal"a da benzetebiliriz. Kitabın İngilizce çevirisinin adının "Death with interruptions" olduğunu da not edelim. Dilimize "Kesintili Ölüm" şeklinde çevrilebilir. "Ölüm bir varmış bir yokmuş" da fena değil ama esas adını akılda tutmak da iyi olabilir. Kitabın iki ana hikayeyi barındırdığını söyleyebiliriz. -Kitabın içeriğiyle ilgili pek ayrıntı vermeyeceğim ama bu riski almak istemeyenler bu noktada bırakabilir.- İlk hikayeyi şu cümle özetliyor diyebiliriz: "Ülke hiç olmadığı kadar karışmıştı, güç odakları karmaşa içindeydi, otorite sarsılmıştı, değerler hızla altüst olmuş, vatandaşlık bilincinin kaybı tüm çevrelerde hissedilir olmuştu ve büyük bir ihtimalle tanrı bile işlerin nereye doğru gittiğini bilmiyordu." Ölümün ortadan kalkmasının böylesi etkilere neden olacağını öngörmek için kâhin olmaya gerek yok. Ölümün ortadan kalkması, önce ütopik olarak görülecektir. Ama ölümün geçersizliği, yaşlanmayı ortadan kaldırmıyor. Ölüm, bir dokunuşla geliyor olsa da yaşlanma, tamamen insanî durum ile ilgili. Yazarın bu ilk bölümde çok baskın olmasa da din eleştirisine gittiği açıktır. Yukarıdaki cümlede "... büyük ihtimalle tanrı bile işlerin nereye gittiğini bilmiyordu." demesinden anlaşılabilir. Bir başka ifadeye bakalım: "Konuyu ne kadar dolandırırsak dolandıralım, dinlerin varoluş nedeninin temelinde, ölüm olgusu yatmaktadır, din ile ölümün ilişkisi ateş ile barut gibidir, ateş olmadığı sürece barutun işlevi olmayacaktır." ---- İkinci bölüm kitabı, genel bir anlatımdan ve soyutlamadan kurtarıyor. İzleyenler bilecektir, "Leyla ile Mecnun" dizisinin 84.bölümü de yer yer akıllara gelecektir. Dizinin en iyi bölümlerinden birini yazarken Burak Aksak bu kurgudan mı yola çıkmıştır, bilmiyorum ama Saramago'nun 'ölüm'ü ile Aksak'ın 'ölüm'ü arasında ciddi benzerlikler mevcuttur. Burada Faustvari bir yazın tarzı olduğunu da söylemek mümkün. Kitabı okumayı düşünenler için önerim; kitaba yüksek beklentilerle başlanmaması ve çok sıkıcı gelen noktalarda kitabın bırakılmaması yönünde olacaktır. Kitabın yer yer fazla sıkıcı olduğunu ve benim de fenalık içinde cümleleri ortasında bıraktığımı söylemem gerekir. Şu cümleyle bitirelim... "Ölüm bizim hakkımızda her şeyi bilir, belki hüzünlü olmasının temelinde de bu yatmaktadır."
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202012bin okunma
··
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.