Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

399 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Böyle bir kitabı okuduktan sonra hakkında bir şeyler yazmak zor geldi. Bayadır erteliyorum o yüzden demek istediğim bazı şeyler de zamanla uçup gitmiş olabilir. (Yazmayı ertelememin bir diğer sebebi de "inceleme" başlığı altında olması yani benim gibi bir okurun bir kitabı gelişi güzel incelemesi doğru gelmiyor bana, bir kitabı incelemek demek yazarını tanımak, onun yaşadığı dönemi tanımak, onun duygularını hissetmekten geçer. Ben tüm bunlara hakim olamadığım için her defasında inceleme başlığı altında eziliyorum ama dönüp baktığımda okuduğum kitapla ilgili fikirlerimi de burada görmek istiyorum o yüzden her ne kadar yetersiz de olsam yazıyorum.) O kadar hakim değilim dedim ama King(ya da bir zamanlar kullandığı adıyla Richard Bachman) gibi bir yazarı okuyup da araştırmadan bırakmak olmazdı. Diyorum ki kendime, nasıl olur da bir kişi olayları bu denli içine çekerek anlatır, ne içer, ne yer, nasıl düşünür, nasıl bir psikolojisi var da bunları yazar, bunları kendinize soruyorsunuz çünkü olağanüstü durumları öyle bir anlatışı var ki kurgu demeniz pek mümkün olmuyor. Ve King beni duymuş olacak ki cevabı vermiş: “Bana ‘Nasıl yazıyorsun?’ diye sorduklarında her zaman ‘bir defada bir kelime’ diye cevap veririm ve bu cevap hiç kabul görmez. Oysa hepsi bundan ibarettir. Fazlasıyla basit gibi geliyor, ama Çin Seddi’ni düşünün mesela: Bir defada bir taş, değil mi? Hepsi bu. Bir defada bir taş. Ama o piç kurusunu uzaydan teleskopsuz görebildiğinizi okumuştum bir yerde.” İnternette bulduğum yazılardan en samimisi, en dolu dolusu buydu sanırım. Mutlaka okuyun derim... edebiyathaber.net/hasan-sarac-ste... Ve bir de, insanokur.org/stephen-king-ha... Kitaba gelecek olursak gerilimden çok duygusallığın ağır bastığı bir eser. Başlarda sıkıcıymış gibi gelse de sonradan elinizden bırakamıyorsunuz. Hafiften anlatayım Could Mountain hapishanesinin E bloğunda yaşanıyor her şey ve tüm hikayeyi o zaman baş gardiyan olan Paul Edgecombe yazıyor, biz okuyoruz. Burada mahkumlar 'Yaşlı Sparky' diye bilinen elektrikli sandalye ile idam edilirlerdi, yeşil yolun sonunda... Başta normaldi her şey Paul'e göre, mahkumlar gelir bir süre birlikte kalırlar sonra da elektrikli sandalyeye götürülürlerdi. İşlerinin en önemli kısmı konuşmaktı. Paul'un dediği gibi "Bizlere gelince, bizler mahkûmların gardiyanları değil de psikiyatristleri olarak daha çok işe yaradığımızı düşünmek bile istemezdik. Bu düşünceye bugün bile karşı çıkarım, ama hepimiz de nasıl konuşulacağını bilirdik... Ve Elektrikli'yle yüz yüze olan adamların eğer konuşmazlarsa çıldırmak gibi bir kötü huyları vardır." Evet her şey normaldi ta ki kocamaaann kalpli koca adam gelene kadar. John Coffey,kahve gibi ama aynı değil, 'O John Coffey ki, gözleri her zaman yaşlarla dolu; tıpkı asla iyileşmeyecek bir yaradan akan kanlar gibi'... Üzüntüyü de öfkeyi de sevgiyi de dibine kadar hissettim okurken. Daha fazla anlatırsam spoiler vermiş olurum burada duruyorum. Bu güzel kitabı herkes okusun, yüreğinde hissetsin isterim... Etkinlik olmasa belki çok daha geç bir zamanda okuyacaktım belki de hiç tanışamayacaktım John'la, bu sebeple Hakan Arık'a etkinlik için çok çok teşekkür ediyorum. Ve son olarak en kısa zamanda izlemek istediğim filminin de olduğunu hatırlatıyor, Yeşil Yol filminden bir sahneyi, beni en çok üzen kısım, buraya bırakıyorum, okuduğunuz için çoook teşekkür ederim  youtu.be/S6wT-v_P3cc
Yeşil Yol
Yeşil YolStephen King · Altın Kitaplar · 20217,9bin okunma
··
110 görüntüleme
Hakan okurunun profil resmi
Off yaaaa! "Yoruldum Patron" sahnesini yine gördüm, yine duygulandım... Hilal emeklerine sağlık. Bu arada inceleme hakkında dediklerine katılmıyorum; Stephen King'e hakim olamayabilirsin, ama yazarı arastirmissin, kitabi okumussun, kitabin sende uyandirdiklarini cok guzel aktarmissin, daha ne olsun :) İncelemen umarım okumak isteyen arkadaslara yardımcı olur, kalemine sağlık :)
Hilal okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederimm. Böyle düşünmene o kadar çok sevindim ki. Umarım birilerine bu kitabı okutabilirim bu yazıyla tekrardan çok teşekkür ederim 😊
ferdi okurunun profil resmi
İncelemeni gördükten sonra kitaba kaç puan verdiğime baktım; dokuz puan vermişim; hemen düzeltip on yaptım. O zaman ki kafamla artık nasıl bir düşünce ile dokuz vermişsem... Neyse önemli olan puan değil tabii ki. Önemli olan bir sanat eserinin bize ne hissettirdiği. Bu kitap,roman bir sanat eseri. Benim için tartışmasız King'in en etkileyici romanı. Gerçekten patron yorulduk, hem de çok.
Hilal okurunun profil resmi
Sonuna kadar katılıyorum çok etkileyiciydi. Kitap bitiyor ama sizin içinizde uyanan o duygular hep sizinle kalıyor, tarifsiz bir şey. Teşekkür ederim 😊
S. Ali okurunun profil resmi
Evet iyi yazan kişiler var aramızda ama herkes aynı şekilde ve aynı güzellikte yazacak diye bir kural da yok. Bakış açılarına göre uzun veya kısa incelemeler yazılıyor. Ama önemli olan -bence tabi- o kitabı okuduktan sonra zihinde kalanla, kişinin kendi cümlelerinin bir araya toplanıp bir bütün oluşturması. "İyi değil" duygusu sizi yazmamaya itmemeli. Siz, bu siteye yazabildiğinizi gösterebiliyorsunuz. Bu bile büyük bir başarıdır. Ben de kendimce bir şeyler karalıyorum yahu :) ama ben de iyi yazıyorum diye kendime diyemem. Yavaş yavaş level :) atlayacağız.....O yüzden kendinize haksızlık yapmayın yahuu:) yazmaya devam....
Hilal okurunun profil resmi
Tekrardan teşekkür ederim, bu iyi hissettirdi gerçekten. Deneyeceğim bundan sonra 😇
Hilal okurunun profil resmi
Bu dünyada öyle şeyler oluyor ki; Tanrı'nın buna neden izin verdiğini merak ediyorum.
S. Ali okurunun profil resmi
Kendinize haksızlık yapmışsınız...Çok da güzel yazmışsınız....Elinize sağlık.
Hilal okurunun profil resmi
Pek iyi olduğumu düşünmüyorum ama çok teşekkür ederim.. Mutlu oldumm 🙏
S. Ali okurunun profil resmi
Yahu :) kimse burada üstad değil zaten, serbest kürsü, içinizden nasıl geçiyorsa kelimeleri o şekilde sıraladığınızda bu şekilde ortaya güzel bir çalışma çıkmış. Ben de teşekkür ederim.
Hilal okurunun profil resmi
Tabi ki üstad değiliz ama ne bileyim.. Evet evet diyebilecek tek şey ne bileyim oluyor sanırım. İçimdeki bu 'iyi değil' duygusu yazmamaya itiyor. (Bu da etkinlik bahanesiyleydi zaten) Tekrar düşüneceğiimm 😌
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.