Sen çok yaşayasın Hilal, işte tam da öyle bir şey. "Ben de tam buradaydım", "Ya o gün Gözde bana bunu anlatmamış mıydı", "Nasıl yani, bu anlatılan şey pimpirik değil miymiş" gibi, kendimi hem yazarla hem anlatılanlarla bağdaştırdığım anlar fazlasıyla oldu. Hissettiğim şeyi yakınlaşma, hatta bir üst seviyede Tomris hanımla kucaklaşma olarak anlatabilirim. Muhabbetlerine doyamadığın bir arkadaşınla konuşmak, onun senin yaralarını, senin onun yaralarını görmen, bazen susman ama birbirini anlaman, mevzu derinleştikçe içinde kabaran sarılma dürtüsüne teslim olman gibi bir şey. Çok kadın kadına, çok samimi bir duygu. Tam olarak yine anlatamadım baksana :)) Yorumun için de ayrıca teşekkür ederim