Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mini hikaye tamamlama etkinliği/oyunu (Evet, farkındayım bıktığınızın)
Böyle mini olanlarına etkinlik denmiyor herhalde. İstekli arkadaşlar aşağıdaki metinin sonuna güzel bir şeyler yazarak hikaye oluşturabilirler yorumlarda. Faydalı bir çalışma olur gibi geliyor:) - KARIŞMASIN- Sadece bu metin tamamlanacak, herkes yeni bir hikaye oluşturacak bu başlangıçtan, bir hikayeyi tamamlamayacağız. (Gerçi isteklikler her zaman yarım bırakılmış hikayeleri yorumun altında tamamlayabilirler) ****** "En yakınındaki kitabın 27. sayfasının ilk satırınını oku" Böylesine masum bir iletinin, işleri buraya kadar getirebileceğini tahmin etmesi olanaksızdı elbette. Her zaman gördüğü sıradan anket iletilerinden sanmıştı başta. Öyleydi de zaten, ta ki ilk gördüğü kitabın 27.sayfasını açana kadar.
··
17 görüntüleme
NigRa okurunun profil resmi
Sayfanın ilk satırı "Bu mükemmel ve şanslı bir sayıdır." idi. Neymiş bu sayı diye merak edip okumayı sürdürdü. "Kişiye cesaret ve güç getirir. Kişi kendi özgün düşüncelerini, planlarını sürdürmeli, yaptığı işlerde başkalarının etkisinden uzakta kalmaya özen göstermelidir." 27. Her sayfada ayrı bir sayı vardı, yazar ya da editör sayfa sayıları ile sayıları eşleştirmişti sanırım. "Sayıların Gizemi" olabilir mi hiç ne gizemi olacak, bu secret mecret olayları da yeni moda oldu, laf olsun işte, diye aklından geçirse de bir yandan kendine yakın da bulmuştu cümleleri. Daha dün yaşadığı şiddetli tartışmaya kayarken aklı, yine desteklenmediği için yaşadığı hayal kırıklığı kesti neşesini. "Anla beni. Gitmek, hepsini arkamda bırakıp hayatımda yeni bir başlangıç yapmak istiyorum. İş, kariyer, bu sosyal statü hiç biri beni cezbetmiyor, mutlu olacağım bir işle meşgul olmak istiyorum." Tabi yine aynı abartıyorsunlar, şımarıklık yaptığını ima eden jestler, seni tanıyorum sen yapamazsınlar. Gelip geçici bir istek olarak görülmesinden sıkılmıştı. Hevesi kırıldığı için keyfi kaçmış, bütün haftasonunu eve kapanarak geçirmiş, sıkıntıdan patlayacağı sırada saçma sapan anketlerle vakit öldürmeye başlamıştı. İşte o anda bulunduğu ruh haliyle okuduğu satırlar kendisine bir işaret gibi gelmiş, vazgeçecek bahaneler aklına gelmezden önce bir cesaretle kalkmış, bilgisayarı açmış, uzun süre önce yazdığı ama bir türlü gerekli cesareti bulamadığı için bilgisayarda beklettiği istifasını maillemişti. Sonrasında ilerleyen haftalar boyunca sabahtan akşama dolaşıp uygun mekanı aramış, bu süreçte sürekli özgüvenini kıran sevgilisini terk etmiş, ailesiyle büyük tartışmalara girmiş, mekanı tutmuş, dekorasyonu tamamlamış, resmi işlemleri halletmiş, en sonunda hayaline kavuşmuştu. "Hayrola dalmışsınız gülümseyerek ne düşünüyorsunuz böyle?" diye soran restorant şefinin sesiyle düşüncelerinden sıyrılırken gülümseyerek cevapladı. "En yakınımdaki kitabın 27. sayfasını."
Erhan okurunun profil resmi
Demek ki gerilim dolu olmasına gerek yokmuş :)
1 sonraki yanıtı göster
Osman Y. okurunun profil resmi
"Rüya gibiydi, daha küçücüktüm, uçsuz bucaksız yaylaların ortasında alabildiğine yeşil bir alan gördüm. Etrafımda tozu dumana katan atlar vardı." Ne okudum ben şimdi, 27. sayfa böyleyse 127. sayfa da bundan farksız anlaşıldı. At mıyım ben yoksa, kendimi at zanneden bir insan olabilir miyim? Ya da kendimi insan zanneden bir at? 27 yaşında bir kitap okumuştum da hayatım değişmemişti. Geçmişimi yüzüme vurmuştu sadece kitap, hay geçmişime.. Askere aldılar beni 27 yaşındaydım, silahlar patladı ya da bana öyle geldi, karanlıktı sabahları çiş sırası vardı, mecburiyetti işemek tıpkı sivildeki gibi, sadece biraz daha erken hepsi bu. Biraz derken sabah 5.30 işte, güneş mi ona daha var 8.30 bilemedin 8.45. Ne sandın kış güneşi bu hem de memleketin en batısı hem de koca bir dağın ardından doğuyor. Demleme çay istiyorum ben sallamıyorum artık sallandım çok, kahve yok mu ulan bu boktan yerde? Kaç şafak daha kaldı say ulan say işte kaç tane kaç elin parmakları? Ellerim çatladı sular çok soğuk, içilmiyor üstelik yardan da geçilmiyor ayazından götümüz dondu bizi buraya kim fırlattı? Bütün şehir uyuyor, kışlada toplasan 15-20 nöbetçi işte şehri düşman istilasından kurtarmayı bekliyoruz hangi düşman bilmiyoruz kale gibi burası çok korunaklı ama düşman bu, çölleri aşıp gelebilir , iyi de çöl nerede her yer çam ağacı, noel geldi hem oturabilirsiniz dediler yatış 00.00 ama bu geceye özel sadece, flash tv açık karı kız oynuyor iyi bakın başka yerde yok. Ben yatıyorum saat kaç 23.30. Çok bile bekledim, nöbet var nöbet yılbaşı dinlemiyor şehir bize emanet ülke yıkılır biz olmazsak. Zaman geçmiyor zaman yalan mı?
Erhan okurunun profil resmi
Gece 12'yi vurunca kurşun asker oluyorsun demek sen de :)
2 sonraki yanıtı göster
Iroh Amca okurunun profil resmi
Tanrı benim çobanımdır. Beni yemyeşil çayırlarda otlatır. Şaka şaka, en yakınımdaki kitabın (sapiens) 27.sayfanın ilk satırı şu: ...ve nerede ayrıldığı tam olarak bilinmiyor, fakat bilim insanları aşağı yu... Ve nerede ayrıldığı tam olarak bilinmiyor, fakat bilim insanları aşağı yukarı insanlıkla aynı yaşta olduğunu düşünüyor, insanların insanlıktan ayrıldıkları ilk anın. Onlara göre, bu ilk anı doğru analiz edebilirseler, bugünün dünyasının kötülüğünün, vahşetinin, kokuşmuşluğunun kaynağına da ışık tutabilecekler. "Zaten bunda da başarısız olursak dünyaya göktaşı düşmüş gibi yapıp bu çağın dinazorlarını da dünyadan silmemiz gerekecek" diye şakayla karışık ekliyor Bay Kaku.
Erhan okurunun profil resmi
Tabii, bu da bir nevi hikaye :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.