“Karım kitapların ‘gerçek’ olmadığını söylüyor. Bunun için Tanrı’ya şükür. Onları kapatabilirsin, ‘Bir saniye bekle diyebilirsin. Ona Tanrı rolü oynarsın. Oysa insanı bir televizyon odasına tohum attığında hapseden pençeden kim kendini kurtarabilmiş ki? Seni istediği şekilde büyütüp şekillendirir! Dünya kadar gerçek bir ortamdır.” Kitaptan alınan bu paragraf bence kitabın en vurucu yerlerinden biri. Yazar Ray Bradbury kitabı 1953 yılında kaleme almış . O esnada Amerika’ da soğuk savaş dönemi sürmekte. Fakat bomba ya da mermi ile değil. Düşünce silahı ile. Yazar bu dönemde yaşadıklarının etkisiyle yazdığı romanı şekillendiriyor ve itfaiyecilerin kitapları yaktığı distopta türünde olan bu eseri yazıyor. Kitapların olmadığı , kitap okumanın ve saklamanın suç olduğu bir dünya hayal edin. Sokakta gezinmenin tutuklanma sebebi olduğu , hayatın çok hızlı yaşandığı ve yavaşlamanıza izin verilmediği hatta düşündüklerinizi anlatabilecek bir duvarınızın bile olmadığı bir dünya... Kabus! Ve bu kabustan uyananların mücadelesi; evinde kitapları ile yanmayı tercih edenler , ömrünün bir çoğunu yakalanma korkusuyla yiyip bitirenler ve kitapları en güvenilir yere hafızalarına kaydederek kendini yollara vuranları okuyacaksınız bu eserde. Distopya öğelerinin yanında edebi tatlar da alabileceğiniz cümlelerde bulanmaktadır sayfalarda. Peki bu kitabı okuduğumızda ne olacak?Şüphesiz bu kitabı okuduğunuzda kitap kavramının tanımını değiştiğini göreceksiniz ve asıl sihrin kitapta değil kitabın söylediklerinde olduğunu ve bunun için gerekli olan üç özelliği idrak edeceksiniz. Bence denemeye değer! Okuyan ve okuyacak olan tüm kitapseverlere keyifli okumalar dilerim

Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202290bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Derya Temek