Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

284 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bu kitap için aylar önce yapılan bir etkinliğe katılmış, ama o sırada okuyamamıştım. Tatilde okumaya fırsat buldum ve 'neden daha önce okumadım' diye hayıflandığım kitaplardan biri oldu benim için. Nasıl başlasam, anlatsam hiç bilemiyorum ama kitaptan bu kadar etkileneceğimi, Mustafa İnan' a bu kadar hayran kalacağımı tahmin etmemiştim. Kimi yerlerde de alıntılardan yola çıkarak fikirlerimi yazmaya çalışayım. Kitap, Mustafa İnan'ın yakın arkadaşı olan Cahit Arf'in ön sözüyle bizleri karşılıyor.  Mustafa İnan 'in eşi, oğlu, arkadaşları, öğrencileri, öğretmenleri derken bir çok kişiden de onunla ilgili bilgiler okuyoruz. Mustafa İnan... Adana' da okula başladı ve her zaman öğretmenlerinin hayret ettiği bir öğrenci oldu. Hiçbir zaman defter tutmaz, ama her zaman tam puan alırdı. Bunun yanı sıra arkadaşları için de çabalar, öğretmenlerinden konuyu anlayamayan çocuklar Mustafa İnan ' ın anlatışıyla konuyu öğrenirlerdi. Tabi bu durum öğretmenlerin de gözünden kaçmıyor, Mustafa'ya daha da hayran kalıyorlardı. Mühendislik mektebine gitsede asıl isteği mühendislik yapmak değil, öğretmenlik yapmaktı çünkü bu konuda çok başarılı ve hevesliydi. En zor soruları bile öğrencilerin anlayabileceği hale getirip sorabiliyordu... Mühendisliği 1. olarak bitirdi ve İsviçre'de de doktorasını tamamladı. Yapılan bütün teklif ve baskılara rağmen ülkesine dönmeyi tercih etti. Belki geri dönmese çok daha parlak, çok daha fazla kıymetinin bilindiği bir gelecek onu bekliyor olacaktı. Ama Mustafa İnan'ın istediği bu değildi. Ülkesinin bilimde gelişmesini istiyordu. Yurt dışında  çalışmalar yapmasının ülkesine fazla katkısı olmayacaktı. Bir insan bencillikten bu denli uzak olur mu, oluyormuş... Döndükten sonra hemen işlere girişti. Hem öğretmen, hem mühendis, hem bilim adamı olarak kolları sıvadı. Mustafa İnan'ın tek ilgilendiği matematik, mühendislik değildi. Divan edebiyatına da büyük ilgi duyuyordu. Hatta yolda giderken sevdiği şiirleri ezberlermiş hep...   #32695208 İşte böyle düşünürdü hep Mustafa İnan. Hiçbir katkısını esirgemedi, yeri geldi asistanından bile borç istedi ama yılmadan azıcık bir ilerleme, gelişme için çalıştı çalıştı...  #32716194 Her şeyi merak edip araştırdığı, en iyi şekilde öğrenmeye ve öğretmeye çalıştığı için kimi zaman yadırgandı ve çok derse giriyor, kendini çok yıpratıyor vs vs. neler denmedi ki hakkında...  #32783764 Düşünme sporu ile düşünme sanatınında ögrenilmesini istiyordu Mustafa İnan. Bu konuda çalışmalar yapmış ve çevresine de yaptırmaya, onları bu konuda geliştirmeye çalışmıştır.  #32776998 Mustafa İnan Hoca, araştırdıkça, çalıştıkça,  daha da kabına sığmıyor, her alanda yeni yeni bilgilerin kapılarını aralıyordu. Belki de bir yerden sonra bu kadar meraklı ve araştırmacı olmak bırakılamaz bir alışkanlık haline geliyordu. Belki bizde azıcık bir Mustafa İnan ciddiyeti ve ilgisiyle bir şeylere sarılırsak çok daha hızlı bir şekilde ilerlemeler kaydeder ve kendisine, ülkesine daha çok fayda sağlayabilecek bireyler haline gelebiliriz ne dersiniz ? İşe öncelikle, bu kitabı okumakla başlamanızı tavsiye ediyorum... Kendiniz okuyup tanımalısınız büyük insanı. İçinizde en küçük bir kıvılcım uyandırabilirse ne mutlu. Oğuz Atay' ı da es geçmek olmaz kendi hocasının hayatını kaleme almış olmasaydı, başka biri bu kadar güzel anlatabilir miydi pek sanmıyorum ... Şu videolara da bir göz atmalisiniz.  youtu.be/lXcSFmlQq-A  youtu.be/s3-XDgLiENI Herkese iyi okumalar dilerim.
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202017bin okunma
··
35 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
Harika bir kitaptır. Lisede üniversitedeki insanlar başta olmak üzere herkes okumalı.
3 önceki yanıtı göster
Dilanur okurunun profil resmi
Kesinlikle katılıyorum. Hatta zaman zaman tekrar okunup hatırlanmalı Mustafa İnan. ☺
1 sonraki yanıtı göster
Eylül Türk okurunun profil resmi
Harikulâde bir tahlil olmuş.Okuduğum ilk Oğuz Atay eseri olduğundan, ayrı bir ehemmiyeti var bu eserin. “Aklın yanına hikmet dediğimiz yüksek bilgi kabiliyetine de yer vermek lazımdır. Hikmet, bu alemin olaylarına,onun üstüne çıkarak mütevazı bir şekilde bakmak, aralarındaki iç ahengi sezmek, aşk ile realitenin derinliğine nüfuz etmektir.” Üzerine günlerce konuştuğumuz, ömürlük bir tespitti bu... Çok keyifliydi... Emeğiniz varolsun.
Dilanur okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Eylül hanim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.