"Bakışım şeyleri sarar ve onlara kendi etini giydirir. ... Nasıl oluyor da bakışım şeyleri sararken onları benden gizlemiyor; nasıl oluyor da şeyleri örterken onların örtüsünü açıyor?". Merleau-Ponty bakışın şeylerle ilişkisini anlatırken bu ilişkinin bir çakışma ilişkisi olduğunu, daha doğrusu, ilişkinin bizatihi bir çakışma olduğunu söyler. Görülür bir şey ile o şeyin rengi arasında her ikisinin de destekçisi olan, her ikisini de besleyen ancak şeyin kendisi olmayan bir doku vardır, şeyin etidir bu.
Bakış göreni görünüre eklemektedir. Bir sayfanın tersi ve yüzü gibidir beden ve görünür dünya; görünürlüğün ise, bu birbirine eklenmiş, birbirine katılmış iki sayfanın arasında yeraldığı düşünülmelidir. Her parçasıyla dünyaya bağlı beden şeyleri biçimlendirdiğine ve şeyler de bedeni biçimlendirdiğine göre, görünürlük ne biçim alan bedenin, ne de biçim alan şeylerin kendilerinindir. Görünürlük, onların biçim alışlarının çakışmasıdır aslında.