Algıda benden dünyaya, dünyadan bana
akanın, geçmişe, şimdiye ve geleceğe
yayılışından çıkar Ten. Bedenim görünürü algılar, bakışımın dokunuşunda tenselleşirşeyler, düşünce
-görünmez olan- ben'den dolayımlanarak
tene katılır, söz'de beden bulur, düşüncenin
bedenidir söz, onun görünür yüzüdür.
"Sözün basit bir sabitleme aracı ya da
hatta düşüncenin kılıfı ve giysisi olduğunu
söyleyemeyiz," der Merleau-Ponty. Söz ve
düşünce, görünür ve görünmez birbirinde
zarfanmışlardır. Teni düz bir satıh
olmaktan kurtarıp, onu derinliğine fırlatan,
görünürden aldığımı görünmez kılarak
görünüre geri verişim yaşanan, bu sürekli
geçişlilik halidir. Şeylerden bana, benden
onlara geçendir. Ben dünya olurum, şeyler
tenselleşir. Bu anlamda tenin kalınlığı
sürekli bir derinleşmeden ibarettir belki de.