Gönderi

Öyküleme işlevinin son derece geniş bir kullanım yelpa­zesine yayıldığını belirtmek gerekir. Öncelikle, öyküleme işlevi elbette, mevcut duruma doğrudan bağlı olmayan bir olay hakkında (o olay geçmişte ve/veya başka bir mekansal çerçevede yer aldığından) enformasyon verme sözkonusu olur olmaz olgusal enformasyon aktarmaya yarar. Bu bakımdan, Dessalles'in de dikkat çektiği gibi, olaysal işlevle belirli bir iç içe geçmişlik sergiler. Ama, bunun ötesinde, öyküleme işlevinin başka kullanımları vardır: Çocuklara yönelik masallardan ve türeyiş efsanelerinden tutunuz da düşsel anlatılara ve bilim-kurgu romanlara varıncaya kadar öyküleme bambaşka bir anlamda ''enforme eder'': Zihinleri, hayal güçlerini kullanacak, zaman ve mekan bakımından uzaktaki bireylerin yaşamlarına dalacak, hemcinslerinin duygu derinliklerini ve zenginliklerini sezecek, onların ey­lemlerinin arkasındaki itilimleri ve saikleri çözecek, niçin birtakım davranışların hayranlık verici diye değerlendirildi­ğini ve diğer bazılarınınsa genel bir kınamaya yol açtığını anlayacak surette biçimlendirerek enforme eder ... Kısacası, öyküleme, bütün toplumları karakterize eden kültürel dünyanın tesisinde ve sürekli yenilenmesinde temel bir rol oy­namıştır ve daima oynayacaktır. Sadece hoşa gitmeye tahsis edilmiş anekdotik bir etkinlikten ibaret olmayan öyküler anlatmak, her şeyden önce ortak kültürel değerlerin paylaşılmasına dayanmaları itibariyle toplumların yapılanması­nın canevini oluşturur.
··
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.