Hegel'in Cevabı: Mantık Bilimi (Ölüm ve Zaman)
Ölümün hiçliğini bütün saflığıyla düşünmenin imkânsızlığını öncelikle belirtmek gerekir. Hegel, felsefenin başlangıca yerleştirdiği farklı kendilikleri/varolanları (Seiende) (su,nous vb.) gözden geçirdikten sonra, başlangıcın öncelikle belirlenmiş olarak düşünülemeyeceğini söyler. Felsefenin başlangıcı böylece başlangıcın felsefesi olur. Bu durumda düşünce, belirlenimin içerdiği şeyi belirleyecek ve açıklayacaktır: Bu belirlenimsiz olana eklenebilecek çeşitli yüklemleri belirlemek.
Bu durumda, saf, boş ve belirlenimsiz varlıkla başlamak gerekir. Başlangıçta gereken şey, bir şey olması gereken bir hiçliktir. "Henüz hiçbir şey yoktur ve bir şeylerin olması gerekir. Başlangıç saf hiçlik değildir, bir şeylerin çıkması gereken bir hiçliktir; varlık da onun içinde zaten içerilmiştir" diye yazar Hegel...
...
...Hiçlik varlık boyunca koşar.
Sayfa 72 - Dost Kitabevi
··
14 görüntüleme
Ölüm nedir uzun mevzu ama ölüm kavramının yolculuğu acayiptir. Modernizmle beraber aklımıza ne gelirse artık, her şey yeni kılıklara sokuldu. Varlık nedir, bilgi nedir, zaman, mekan. Dedim ya aklımıza ne gelirse her alanda bir ontolojik-epistemolojik kopuş yaşandı.
Çünkü sanayi çağı insanı azdırdı. Bir hayalin içine attı. HER ŞEYİN SAHİBİ ve EFENDİSİ. Gerçekten de çok şeyi değiştirdi. Geldi dayandı mı ölüme? Baktı ki milim kıpırdatamıyor, anlamını değiştirdi.
Çünkü hayatın merkezinden tanrıyı alıp insanı koymuştu. Ne yaptı o zaman? Ölümü sekülerleştirdi.
Ben hatırlarım, mezarlıklarda oynardık çok. Şimdi var mı imkanı :)))
Pek zevkli değil ama, ölüm konusunda Kierkegaard da var.
Bak eklemedim bunu çünkü öncesiz eksik kalırdı, seninki bir nevi önce ama :) : "Tanrı fikri benim içime konulmuştur. Ve bu "benim içime konulma" Sokratesçi dünyada bir skandaldır! "Benim içime konulma" bütün Sokratesçi asalet mektuplarını inkâr eder....
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.