bıraktık devletleri
dinleri, bayrakları, hudutları
yeraltına indik biz kadınlar
şarap içmeye ve bölüşmeye...
kimimiz ev işçisi
kimimiz fahişe, kimimiz Frida,
yeryüzünü erkeklere bıraktık
ve onları şımartan kadınlara...
evimizi bok götürsün umurumuzda değil
balkonda asılı kalsın çamaşırlar
yakmışız bir sigara
diktatörler gelse söndüremez...
sarhoş olduk ne var bunda
ağlıyoruz, küfrediyoruz ve kederliyiz
keşke kediler de doğursaydık dünyaya
çocuklarımızla bir, şipşirin kediler...
devrimi tartışmaya gerek yok
ütü yaparken anımsadığımız hatıralar var ya
dövüldüğümüz, işkence gördüğümüz, tecavüz edildiğimiz
bir kadının unutmamasıdır devrim...
yeraltı kadınlarıyız, evet
namussuz, ahlâksız ve gözü dışarıda
gözümüz dışarıda, itiraf ediyoruz
doğada, gökyüzünde, evrende...
incitildik biz biliyor musunuz
sevişirken hem de
gülümserken, umutluyken, mutluyken
çok incitildik ve kinci değiliz...
erkeklerin köküne kibrit suyu desek ne fayda
kibrit suyu bu düzene
yüreciğine su serpeniz
bir amele çocuğun ve bir kırlangıcın...
kocalarımız bizi çağırıyor
yeryüzünün kapısında bekliyorlarmış
"yeraltındayız, gelin" diyoruz
karanlıktan çok korkuyorlarmış...
yeraltı bizim edebiyatımız mesela ve evimiz
şarap şişeleri şahit buna
hayal kurma sırası kimdeydi kızlar
anlatsın hepimiz uyuyana kadar...
Yazan: Ergür Altan