Benim için en zor şeydir duygularımı yazmak. Çünkü hislerime cümle kurmak o kadar zor ki… Ama belki yapabilirim diye bunu deneyeceğim çünkü yazmak istiyorum. İçimde garip bir hüzün var. Bir hayal kırıklığı var.Hislerim o kadar yoğun ki içim içime sığmıyor(Sanırım şu an ağlamak istiyorum).İlk defa bir kitabı karşı böyle yoğun duygular hissediyorum. Etkilendiğim ilk kitap değil elbette ama bunda o kadar farklı şeyler hissettim ki, o kadar derinden hissettim ki aşkı, hüznü, hayal kırıklığını… Hani insan heyecanla olmasını bekler ya bir şeyi,hani hep o olması için günler sayar dakikalar sayar, hani sonra olmaz ya işte öyle bir Kırgınlık...Karakterlerin yaşadığı duyguları yaşamışçasına hissettirdi bu kitap bana.Konusu değil beni etkileyen kurgusu değil ama içimde garip bir hüzün saklı. “Ka”nın kurduğu hayallerin olmayışı belki,belki İpek’e duyduğu tarifsiz aşkı beni böyle etkileyen. Bilmiyorum ama benim için bir siyasi kitaptan çok bir şairin aşkını,korkularını, hayallerini anlatan bir eserdi. Ama Kitabın siyasi yönünü de es geçemem tabii ki.Yaşanmışla yaşanmamış arasında bir siyasi dönemde buldum kendimi.Geçmiş siyasetten çok benzer yönler buldum.Pamuk objektif olmakla ve eserinde bir çok görüşte insanı ele almakla birlikte Kendi fikirlerini de eserde çıtlatmış.
Bu kitap okuduğum dördüncü Orhan Pamuk ve benim için birinci sırada. İyiki önyargılara kulak asmadan Orhan Pamuk’la tanışmışım diyorum. Dili biraz ağır olsa da bazen okuyunca çok farklı bir haz duyuyorum kaleminden.İyiki tanımışım seni Pamuk.