Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Aydınlatıcı olan ilk heyecan, düpedüz iç sıkıntısından doğdu. Artık, kafasını hiçbir konuya uzun uzadıya veremediği için, o günlerde vaktini, tıpkı kendi kendilerine oyalanamayan bencil ve aptal çocuklar gibi, evin içinde bir odadan ötekine girip çıkarak, bir kattan öbürüne çıkıp inerek, pencerelerden boş boş bakarak geçiriyordu. Ahşap evi tıkır tıkır tıkırdatan bu sonu gelmeyen sinir bozucu gezintilerin arasında bana uğradığı zaman, benden oyalanacak bir eğlence, bir düşünce ve umut sözü beklediğini bilirdim. Ama, yılgınlığıma rağmen ona duyduğum öfke ve nefret gücünden hiçbir şey kaybetmediği için beklediği sözü söylemezdim. Benden bir cevap alabilmek için gururunu kırıp, alttan alarak birkaç cümle söylediği zamanlar da söylemezdim istediği sözü; saraydan aldığı iyiye yorulabilecek bir haberi, ya da direnip arkasından giderse dişe dokunur bir sonuca ulaştırabileceği yeni bir düşüncesini işittiğimde, ya duymazlıktan gelirdim, ya da söylediği şeyin en bayağı yanını hemen ortaya çıkararak heyecanını söndürürdüm. Boşlukta, umutsuzluk içinde kıvranışını seyretmek hoşuma gidiyordu.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.