Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
SENİ BİR BEN ANLADIM SANIRIM BEN DE YANLIŞ ANLADIM.. Ben ona Behçet diyorum. Kendi karakterinden ötürü sanırım aramızda böyle bir yakınlık oluştu. Eminim hayatta olsaydı ve bir karşılaşma imkanımız bulunsaydı “Behçeeeeeet” dememden kesinlikle rahatsız olurdu. Bazı yazarları tanımıyoruz, tanıyamıyoruz. Ama nasıl? Genelde çoğu kişinin düştüğü hata en bilindik kitaplarını okumak oluyor. (Benim için bir hata ve bu hataya ben de düşüyorum.) Behçet için de geçerli olan “Godot’yu Beklerken” oldu. Onunla daha fazla tanındı. Ya da insanlar diğer kitaplarına ulaşmak istese bile ulaşamadı? Anlayamadı... okunmadı.. Ha şu var -onu anlamak- herkese göre de değildi.. Yazar hakkında bilgi vermeyeceğim. Bunlar zaten internette türlü şekilde dolaşıyor. Fakat genelde kendisine varoluşçu diyen sayfalar olmuş. Bana göre varoluşçuluk ile pek bir alakası da yok. Tamamen bir hiçlik, yokluk.. Nobel edebiyat ödülünü kazanınca konuşma yapmaya gitmemiş bir yazardan bahsediyoruz. Hatta eşi bunun bir felaket olacağını söylemiş. (Kazanacağı ünden dolayı.) Kendisi son derece umutsuzlar prensi. Her gün ölmeyi arzuluyor ama bunun olacağını da ummuyor. (?) Hatta kitapta bir yerde babaannesinin notlarına ulaştığını ve onun ölmeyi arzulayan sayfalar yazdığını belirtiyor. Ama babaannesi gayet uzun seneler yaşamış bir kadın... Kendisini ve ailesini bu konuda bir zayıflık gibi görüyor. Nasıl desem sanki bu düşünceyle lanetlenmiş gibi. “MUTSUZLUKTAN DAHA HOŞ BİR ŞEY OLAMAZ,” bakış açısıyla yıllarını kendi karanlığında öylece sürdürüyor. Kitap da tam bir kara kutu. NOKTALAMA İŞARETLERİ SIFIR! Ne virgülle cümlelerini ayırmış ne de noktayla paragraflarını bitirmiş.... Tamamen dümdüz yazılar. Ben de aslında bu kitabın bir günlük olduğunu düşünüyorum. Ama nasıl günlük? Sanki kendi hayatını bir şekilde yazıya dökmüş ve bunun anlaşılmasını istememiş. Zaten anlaşılmasın diye de elinden geleni yapmış. Ama bazen düşünüyorum da acaba kendini her zaman böyle gösterebildiği, daha fazlasını yapamadığı için mi hayattan bu kadar kopuk? Yoksa gerçekten mi anlaşılmak istemiyor? Kitabın tanıtım yazısında Pim’e karakter yüklemişler. Bana göre Pim Behçet’in ta kendisi. Kitapta çok fazla “çamur” “çuval” ve “konserve kutuları” üzerine paragraflar yazmış. Bana göre “Çuval”, “çamur”, “konserve kutuları” bile karakter olabilir. Kitapta bazı cümleleri o kadar çok tekrar ediyor ki... Mesela; “bir terslik var burada” “Pim’den önce Pim’den sonra acaba nasıl?” “Sağ bacak sağ kol ha it ha çek on metre on beş metre” Hiçbir şey anlamadınız değil mi? Eminim sizlere de cümleler çok anlamsız geldi. Fakat kitabın yarısı bu cümlelerden oluşuyor. Mesela biraz alıntılar üzerinden konuşalım çünkü başka türlü ne söylesem anlaşılmayacaktır. “Daha az acı çekmek gibi kaygılarım yok bir parça güzellik olsun da istemiyorum soluk alışveriş durduğunda buna benzer şeyler duyamıyorum nasıl olduğunu söylemiyorlar bana bu kez” “Daha iyi diyordum kendime dünden daha az iyi daha az çirkin daha az aptal daha az acımasız daha az kirli daha az yaşlı daha az mutsuz ve sonra ben diyordum kendime ben hep daha kötüye hep daha kötüye sürükleniyorum” Nasıldı ama? Bir şeyler oluştu mu? Mesela “çamur” kelimesini bir düşünelim. Bazen şöyle anladım; 1-Hayatının en kötü zamanını “çamur” diye nitelendirmiş. 2-Kendi karanlık yüzünü ya da içinin karanlık tarafına “çamur” ismini vermiş. 3-Ya da cidden hayatına giren eşi, dostu, bir çocuk ne bileyim hayatını olumsuz etkileyen bir insandan “çamur” diye bahsetmiş. 4-Sözlükteki ilk anlamıyla. Bildiğimiz “çamur” olarak. Örnekler vereceğim. “Bazen bu konumda yine uyuyakalıyorum dil içeri giriyor ağız kapanıyor çamur açılıyor yine uyuyakalan benim içmeyi bırakıyorum ve uyuyorum yeniden ya da dil dışarıda tüm gece boyunca tüm uyku süresi boyunca içiyorum işte gecem bu benim böyle yazdım işte başka gecem yok benim uykudan uyanıyorum sonuncusuna ne kadar var insanlarınkine hayvanlarınkine de uyanıyorum sonuncusuna ne kadar var diye soruyorum kendime aktarmayı sürdürüyorum bir an daha sürüyor bu böylece olanaklarımdan başka biri de bu” “Dil çamurla kaplanıyor bu da oluyor tek bir çaresi var bunun ağzın içine yeniden sokmak ve çamuru emip yutmak ya da tükürüp atmak biri ya da öteki soru besleyici bir değeri var mı çamurun farklı yaklaşımlar neler olabilir biraz daha sürdürmek bununla” “Ağzıma dolduruyorum çamuru bu da oluyor olanaklarımdan başka biri de bu biraz daha sürdürüyorum bununla soru yuttuğumda besleyici değeri var mı çamurun nasıl açılımlar getirebilir konuya güzel anlar bunlar” Aslında daha çok var. Ama eminim herkes kendisine farklı bir anlam çıkaracaktır. Noktalama işaretlerinin olmaması da tetikliyor bunu. Yazar zaten bilerek kullanmadı, anlaşılmak istemedi. Ya da gerçekten kendini böyle ifade etti. Belki de onun için bir kitap yazmak amacından ziyade sadece öylesine bir karalamaydı, aklındaki karmaşanın yazıya dökülmüş haliydi. Kitabın bir konusu yok. Roman desen değil. Günlük desen tam olarak o da değil. Kocaman bir boşluk, yokluk, anlamsızlık. Sanki içini bu satırlara kusmuş gibi. Bazı cümlelerinde Pim benim, ikimizin birbirimizden farkı yok diyor. Sonra hayatına Bom’u sokuyor.. Sonra “Krim” geliyor “Pam” geliyor.. Sanki hepsi kendisi ama hepsi farklı..?! BAKIN! Kendisi için diyor ki: “Az bir şeydim azdım ama var oldum zorunluydu çünkü” “Adaletimiz böyle istiyor hiç bitmesin istiyor! Her şey öldü ya da var olmadı hiç kimse yarımız sürekli cellatız yarımız sürekli kurbanız” (kitapta böyle bir paragraf yok. Ben yazdığı cümleleri birleştirmişim. Aslında anlatılmak istenen bu diye not almışım.) Valla incelemeyi nasıl bitireceğim, size şu an neler anlattım hiç bilmiyorum. Kendim ne anladım onu da bilmiyorum. Ama eğer bir imkanım olsaydı bu kitap hakkında yazarla sohbet etmek isterdim. Hayat böyle işte. Kitapta da Pim, Bom vs isim verdiği karakterleri sürekli hayatına ekleyip çıkarıyor. Ve diyor: “Üç yaşam var geçmiş yaşam şu anki yaşam gelecek yaşam Ve Ben Bomdan ayrıldığım zaman başka biri Pimden ayrılıyor ben Pime ulaştığımda başka biri Boma ulaşıyor Bom sensin bom benim Pim sensin Pim benim kaderlerimiz her şey aynı herkes aynı Bir terslik var burada” (Alıntılarda ve notlarımda noktalamalara, yazım kurallarına dikkat etmedim. Kendi yazdığı gibi bıraktım.)
Acaba Nasıl?
Acaba Nasıl?Samuel Beckett · Ayrıntı Yayınları · 2001159 okunma
··
291 görüntüleme
Sükûnet okurunun profil resmi
Iyi bari 1989 ölmüşte, okurlar da kurtulmuş :))
Neslihan T. okurunun profil resmi
Üzgünüm, size katılamadım. Behçet’in hiç anlaşılma kaygısı olmadı. O kendinin ve içinde bulunduğu durumun hep farkındaydı. Çözüm aramadı. Canı nasıl isterse öyle yazdı. Nobel ödülünden bile kaçtı. Hatta yayınlamadığı çok fazla yazıları olduğunu okumuştum. Kendisini çok seviyorum. İçinde bulunduğu yalnızlığı anlıyorum. Bu kitapı 2.okuyuşum. İnternette biraz bakındım da bu kitaba dair hiçbir blog yazısı ya da burada bir şeyler görmedim. Hep alıntılar paylaşılmış. Ben de okuyacak insanlara bir yazı bırakmak istedim. Ne kadar anladıysam o kadar anlattım. :) Keşke yaşasaydı.
3 sonraki yanıtı göster
Selman Ç. okurunun profil resmi
Bu adam aslında tam benlik. Ben de sadece
Godot'yu Beklerken
Godot'yu Beklerken
i okudum. Hala bekliyoruz :) Ebru ablanın hediye etmiş olduğu
Samuel Beckett
Samuel Beckett
bu kitabı okuyup sonra diğer eserlerini de okumak istiyorum. (#28091385 ) Bakalım ne zaman olacak. Ayrıca çok sevdiğim HAT da babasını Beckett'e benzetir. (youtube.com/watch?v=5rAf_Yv...) Oradan da merak uyandırdı herhalde.
Neslihan T. okurunun profil resmi
Okuduğun zaman yorumunu bir daha dinlerim. Teşekkür ederim :)
1 sonraki yanıtı göster
Adem YEŞİL okurunun profil resmi
Güzel ve ilginç inceleme için teşekkür ederim. Gayet iyi bir iş çıkartmışsınız ve en çok da buna güldüm: “Üç yaşam var geçmiş yaşam şu anki yaşam gelecek yaşam Ve Ben Bomdan ayrıldığım zaman başka biri Pimden ayrılıyor ben Pime ulaştığımda başka biri Boma ulaşıyor Bom sensin bom benim Pim sensin Pim benim kaderlerimiz her şey aynı herkes aynı Bir terslik var burada” :)) Noktalama işaretlerini kullanmamasını, belki neyi nasıl okuyorsak ve nasıl anlıyorsak'a yorabiliriz diye düşünüyorum. Belki de kendisi bu amacı güderek bilinçli bir şekilde bunları es geçiyor diyebilirim. Bunun dışında, biraz zaman ayrılarak okunması gerekenlerden diye düşünüyorum. Bu güzel incelemeyi yapabilmek adına, zaman ayırıp bizler için kaleme almışsınız. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık Neslihan Hanım. Saygılar efenim.
Neslihan T. okurunun profil resmi
Dediklerinize aynen katılıyorum. Okuyan çoğu kişinin çıkaracağı anlam da farklı olacaktır. Ben birkaç örnek verdim ama tabi dahası da var. Yorumunuz için de çok teşekkür ediyorum, sağ olun. :)
1 sonraki yanıtı göster
Gökhan okurunun profil resmi
Bu terste bir işlik var . Behçetiniz sanırım hakikaten ayrı ayrı karakterler ile kendine bir paralel evren boyutu geçişler yaşayan biri olarak lanse etmiş. Hepsi o ama aslında bir taraftan biri de o değil :)) . Sanırım karışıyor inceleme için teşekkürler :)
Neslihan T. okurunun profil resmi
Valla belki de cidden hepsi birer karakterdir. :) Bilemiyorum ne anlamadıysam onu anlattım :) Benim çıkarımlarım böyle oldu.. Rica ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.