Mustafa Kemal Paşa'yı nitelendiren bu özellikler elbette nadiren bir araya gelir. Batı ona diktatör gözüyle baktı. Bu adamla karşılaşmak ve onu Ankara'daki gündelik hayatın içinde görmek, diktatör iddiasının ne kadar büyük saçmalık olduğunu fark etmek için yeterlidir.
Meclis'in yasalarına bağlı.
ABD Başkanı'nın veto hakkına bile sahip değil.
Bütün gücünü demokratik temeller için kullanıyor.
Nasıl diktatör?
Ankara sokaklarında yalnız şekilde yürüyebiliyor.
Halkın arasında, rastlaştığıyla konuşuyor, şakalaşıyor.
Sakin bir özgüvene sahip.
Gücünün farkında ama kibirli değil.
Onunla görüştükten sonra yurttaşlarının ona neden bu kadar inandığım, sözlerinin neden bu kadar itibar gördüğünü anladım.