Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Fuzûlî mektubunun başında, verilen bağış aslında sizin değil, Allâh’ındır demek için; Allâh’ın dünya rızkını vakıf yapıp onun tevliye ve idaresini hükümdarlara ısmarladığını söyler, ve hak sahiplerine ne kadar rızk verileceğinin divanda bu işe bakanlar kalemiyle belirlendiğini işaret eder ve der ki: Sâkin-i gûşe-i kanâ’at iken, Başıma düştü câh sevdâsı Zevk-i ehl-i tamâ’ temennâsı istedim kim uluvv-i kadr bulam Mazhar-i lûtf-i Pâdişâh olam Bilmedim kim şikeste-hâl olurum Hased ehline pâyimâl olurum Burada Fuzûlî, uzun zaman bir patrona tenezzül etmediği halde bir mevkie erişme emeliyle padişaha yaklaştığını itiraf eder. Fuzûlî, bir lûtfa ulaşmanın ancak devrin hükümdarına varmakla mümkün olacağını kabul eder. Yine o nedenle, padişaha baş vurmamak hatadır, der. Patrimonyal bir toplumda, Fuzûlî için durum -bütün istignâ ve gururuna rağmen- başka türlü olamazdı.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.