Evreka, evreka, evreka!
Bir kitabı bulamadığım zaman çok diretmem aslında. İlla benim olsun, illa olacak vs diye. Ama bu kitabı çok direttim. Nedeni ise, Tumblr uygulamasında gezerken, bir sahaf sayfasında gördüğüm şu dizeler oldu:
"Sunuyorum yaşamanın katmerlisini
Sev beni
Zamanlar minnacık, vakitler kısa
Gün dönmeden, ay sönmeden, yıllar dinmeden
Sev beni"
Başladım kitabı aramaya. Baktım baskısı yok. Oradan buradan derken buldum ve artık yastık altı kitabım oldu. Açık açık söylüyorum. Bir şiirini beğendiğim kitabın, genel olarak diğer şiirleri kötüye yakın oluyordu. Ama bu kitabın her dizesi özel oldu. Pişman olmadığım nadir şeylerden birisi oldu, kitaplığımda yer etmesi "SEV BENİ" demesi.
Kitaba gelecek olursam. Nereden başlasam da yüzüme gözüme bulaşmasa aceba diyorum. Şu dizler ile başlayım en iyisi.
"Kaçırsınlar gözlerimi senden
Uzak renk şölenlerinde
Değiştiriversinler bebeklerini
Gözbebeği diye versinler seni."
Bir şair nasıl olur da gözlerinin sevdiğinden kaçırılmasını ister dedim. Devamını okuyunca fark ettim ki, sevdiğini gözbebeği yapmış meğer.. Yanıldığım dizelerden birisi bu olmuştu. Aslında şair beni sürekli şaşırttı. Bir Sezen Aksu çaresizliği var şiirlerinde. Sezen Hanım nasıl git git derken gitme diye sesleniyorsa, şair de tıpkı Sezen gibi yükseliyor ama sonra o kadar muhtaç, o kadar çok sevdiğini anlıyor ki şu sözler ile sanırım bunu açıklarım ;
"Kendimi arasam kendimi her an
Ben yerine senle dolmuyor muyum?"
Şair sürekli böyle bir bohem havasında amaaaa aslında o kadar çok saf sevgi içeriyor ki. Hani böyle sevdiğini söyleyemeyen çocuklar olur ya da söyleyince kıpkırmızı geçen çocuklar, bazen dizelerde öyle olduğunu hissettim şairin.
" Bu zamansız zamanda ne güzel
Başka bir seviyle yaşamak seni."
Ben seni zamansız sevmedim, zaman seni yanlış zamanda çıkardı bana. Zaman kelimesine olan nefretim bambaşkadır ama bu sözler ile o kadar güzel bir zaman kavramı bıraktı ki bende şair. Zamanı bile sevmeye başladım, açıkçası.
" Ben sana açıldım, sen sana açıl
Ben, sen sen düğümken, sen cana açıl
Ne demek sezilemek: Sende sen olmak!..
Ben sende solarken, sen bana açıl."
Ben seni hep severim, yeter ki sen başkasına değil hep kendine açıl ve benim öleceğimi hissettiğin zaman yalandan da olsa bana açıl.. Neden yalandan dedim? Çünkü şair bir şiirinde diyor ki;
" Yalandan sevdiğimizi söylesek birbirimize" bu sözlerden dolayı böyle bir kanıya vardım. Şiirleri birbirine bağlı diye düşünüyorum. Ve bakınca şöyle bir, hiçbir şair ya da yazardan etkilenmemiş gibi duruyor. Ama yanlış hatırlamıyorsam Öz Şiir anlayışına bağlı idi şairimiz. Ve gerçekten de dili o kadar saf o kadar naif ve duru ki, yanlışlıkla bile insan kıramaz, o derece..
"Düşündüğün ülke olayım"
Bu sözler ile son vermek istiyorum bu incelemeye. Çünkü kimse, sevdiği kimsenin düşündüğü ya da düşlediği ülke olamıyor ne yazık ki.. Güzel söz oyunları ve kelimeleri o kadar etkili kullanmış ki şair... Neden bu kadar geç buldum, tanıdım, okudum.. Hiçbir fikrim yok. Ayrıca kısa bir depresyona sokmadı değil şair beni.. Bazı şiirler, hani fazla yersiniz de bir şeyler oturur midenize, aynen böyle kalbime bir orangutan gibi oturdu. Sanki ezildim ben şiirlerin altında.
Bana kattıkların için sana minnettarım İbrahim Zeki Burdurlu. Diğer kitaplarında yeniden tanışmak ve buluşmak dileği ile.
Keyifli okumalar, sayın okurlar..