Masanın öbür ucundan Sacit "gel" diye işaret ediyor. Kalkıp yanına gittim.
"İçkiler ne zaman ortaya çıkacak?"
"Ne içkisi oğlum," dedim, "bizimkiler dindar, içki miçki yok."
"Böyle düğün mü olur lan!" dedi, "bilseydik içip gelirdik."
Aklıma Tuhaf Dergi de ki Murat Uyurkulak'ın yazıları geldi. Çok keyifli öyküler var. :) Kahkaha atarak okuyorum. :))
Hoca ve Babası ile olan diyaloglar efsane oluyor. İşin içinde rakı da var tabi. :))