Daha önce hiç intikam aldınız mı? Sizi üzen veya canınızı yakan bir insanı, aynı şekilde üzmek veya canını yakmak istediniz mi? Eminim ki, intikam alma fırsatını elde edememiş olsanız bile kesinlikle intikam almak istemişsinizdir. Çünkü intikam çok güçlü bir duygudur ve içerisinde ihanete uğramışlık hissini barındırır. Pek tabii hiç kimse de ihanete uğramış olmak istemez.
İşte Alexandre Dumas Pere'nin müthiş bir intikam öyküsünü işlediği ve yazımını 1844 yılında tamamladığı Monte Cristo Kontu'nda, Edmond Dantes isimli 19 yaşındaki bir denizcinin, yakınları tarafından kıskanılması ve sonucunda onların ihanetine uğraması konu alınır.
------Kitabı sevdirecek kadar spoiler vardır. Asla kitabı okumanıza engel teşkil etmeyecektir.------
Edmond Dantes'e ihanet eden yakınları, aynı gemide beraber çalıştığı muhasebeci iş arkadaşı Danglars, komşusu Caderousse ve Dantes'in nişanlısı Mercedes'e aşık olan Fernand'dır. Bu kişiler Dantes'i kıskanır ve onun başına hiç ummadığı bir çorap örerler. Çünkü Edmond Dantes, geleceği parlak olan bir gençtir ve nişanlısı Mercedes ile güzel bir hayata adım atacaktır. Bu da onun kıskanılması için yeterli bir sebeptir.
Danglars, Caderousse ve Fernand, birlikte bir mektup yazarak Edmond Dantes'i bir casus gibi ihbar ederler ve evlilik gününde Dantes'i tutuklatarak İf Şatosu'na gönderilmesine sebep olurlar. Dantes haksız bir şekilde İf Şatosu'nda tam 14 yıl tutuklu kalır. Geçen 14 yılda umutları tükenip artık intihar etmeyi düşünen Dantes, hücresinin duvarından gelen tıkırtılarla hayata tutunmaya başlar. Yan hücre komşusu İf Şatosu'ndan kaçma planları yaparken kazdığı tünel tesadüfen Dantes'in odasına çıkar. Kaçma planı yaparak Dantes'in hücresine gelen kişi Rahip Faria'dır. (Rahip Faria efsane bir karakterdir ve kitaplarda karşılaşıp hayranı olduğum yan karakterler arasında ilk üçe kesinlikle girer.) Rahip Faria bilge bir kişidir ve zamanla bütün bildiklerini Dantes’e öğretmeye başlar. Bu noktadan sonra artık ikisi birlikte kaçma planları yaparlar. Ancak Rahip Faria bu esnada bir krize yakalanır ve ölür. Dantes ise onun cesedinin yerine geçerek İf Şatosu'ndan kaçmayı başarır. Bu arada Rahip Faria Dantes'e, Monte Cristo Adası'nda bulunan ve yerini sadece kendisinin bildiği gizli bir hazinenin de yerini söylemiştir ve bu hazine Edmond Dantes'in intikamını alması için kullanılacaktır.
İf Şato'sundan kaçtıktan sonra Edmond Dantes ismini Monte Cristo Kontu olarak değiştirir. Düşmanlarını uzaktan izleyerek onlardan nasıl intikam alacağını tüm ayrıntılarıyla ve hiçbir hususu göz ardı etmeden planlar. Çabuk ve hızlı bir intikam istememektedir. Çünkü 14 yıl boyunca her gün intikam yemini etmiş ve beklediği gün sonunda gelmiştir.
Bu noktada daha fazla bilgi vermek, kitabın içeriği ile ilgili ayrıntıya girmek ve olay örgüsünü deşifre etmek anlamına geleceğinden anlatımımı durdurmam gerekiyor. Oysaki hiç de kendimi durdurmak istemiyorum. Monte Cristo Kontu'nun efsanevi intikam öyküsünü ve detaylı planlarını günlerce konuşmak ve anlatmak istiyorum aslında. Ama bencil olup kitapla ilgili hevesinizi kaçırmak da istemem. Sonucu merak edenlerin kitabı edinerek okuması gerekiyor.
Monte Cristo Kontu, 1000 küsür sayfalık bir kitabı ikinci defa okumayı göze aldığım, Harry Potter serisinden sonra, ikinci kitap. Benim için efsane bir eser ve ölmeden önce mutlaka okumanız gereken bir kitap. Üzgünüm ama bu kitabı okumadıysanız, hiçbir intikam sizi şimdiye kadar tatmin etmemiştir. Tam bir intikam hissi doyumuna ulaşmak istiyorsanız bu kitabı mutlaka ama mutlaka okumalısınız.
Son olarak, Monte Cristo Kontu ile ilgili genellikle sadece "intikam" teması üzerinden bilgiler veriliyor olsa da bütün kitap bir intikam öyküsünü anlatmıyor. Bu şekilde düşünürseniz yanlış olur. Kitabın işlediği diğer konular, adalet, aşk, bağışlama, yeniden doğuş ve merhamet olarak düşünülebilir. Zira Edmond Dantes yeniden doğduğu Monte Cristo Kontu ile sadece büyük bir intikam planı kurgulamamış, kendisine zamanında yardımcı olan iyi niyetli insanları da mükafatlandırma amacı gütmüştür.
Bir eleştiri: Kitabı ikinci defa okuduğum için mi bilmem ama kitaptaki bazı olaylar ve gereksiz rastlantılar bana biraz zorlamayla yazılmış gibi geldi. İlginç tesadüfler her zaman eserin inandırıcılığını azaltmıştır benim için. Efsane olduğunu düşündüğüm Monte Cristo Kontu'nda da bu eleştiriyi yapmadan geçemezdim.
O zaman bir eleştiri de kendime gelsin: Be adam, madem bu kitabı efsane olarak adlandırıyorsun, neden ikinci bir Alexandre Dumas Pere kitabı okumadın bu zamana kadar?
Sonuç itibarıyla, bu kitabı mutlaka okuyun, seveceksiniz.