Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kırık Bir Rüya/ Aralık Ayı Hikaye Etkinliği
Bağırıyordu avaz avaz. Empati yoksunu herif, ne anlarsın sen kadın ruhundan. Gözlerimi açtım, sarı bir gülün içindeydi kafası. Sinirli sarı bir gül. Uçarak yaklaşmaya çalıştım. İtiyordu sesiyle beni. Nerede olduğumu anlayamadan gözden kaybetmiştim., ama sesi hala kulaklarımda yankılanıyordu. Bir şarkı vardı, kayıp bir şarkı- ya da kayıp olması gerekiyormuş da sanki benim kulağıma saklanmış. Uyanmadan önce son hatırladıklarım bunlar, yardımcı olabilecek misiniz peki bana? İlk defa böyle bir rüyayla karşılaşıyorum. Yüzüne daha dikkatli bakıyorum. O eski zaman insanlarına övgü vakur bir hali var, ser verip sır vermeyen. Böyleleri gelmez normalde bana, en yakınlarına bile anlatmazlar kafalarındakilerini, rüyalarını aktarmak şöyle dursun. Paraya ihtiyacı var kuşkusuz, ama o gözler içeri almıyor ki bir türlü. Başka bir şey yok değil mi, zaman kazanmam lazım , anlamalıyım karşımdakinin kim olduğunu. Yok, sadece -önemli mi bilmiyorum- uyanınca başım çatlıyor genelde, susuz kaldığımdan herhalde, rüyadayken olduğu gibi. Nereden bileyim ben önemli mi , değil mi- doktor muyum ben? Hiç bir ayrıntıyı gözden kaçırmamamız gerekiyor, ama ilk önce bana güvenmelisiniz. Anladığım kadarıyla ilk defa böyle bir yere geliyorsunuz ve bir parça çekingenlik var. Ama emin olun tek amacım size yardım etmek, hem ruhsal, hem de mali olarak. O yüzden biraz rahatlamanız gerekiyor önce. Kendinizi bırakmanız lazım. Ulan, kasıyor herif kendini. Giremedim hala. Sanki paraların yerini söyleyecek piç. Ne yapmam gerek, bırakmak istiyorum ama işte daha önce yaşamadım ki böyle bir şeyi. Bakın Timur Bey, Timur'du, di mi? Ben hayatımı böyle rüyalara adamış birisiyim, bir yerden duymuşsunuz bunu bana geldiğinize göre. Üstelik sizi bunlardan kurtarmak için ödeme bile yapıyorum, ama işbirliğiniz olmadan bunu gerçekleştiremem farkındaysanız. İsterseniz biraz kendinizden bahsedin. Daha iyi hissedersiniz belki Aslında hiç düşünmediğim bir şeydi buraya gelmek, eşim ikna etti- Meltem, kendisi sizi internetteki arkadaşlarından duymuş. Israr etti epey, kadın kısmı çok meraklı böyle şeylere. Yani öyle demek istemedim elbette. İstemezsin tabi. Yani sizin yaptığınız işe saygım var tabi ama ne bileyim benim gibi birisine göre değil fazla, hem böyle bir şey yapıp üstüne para almak, kim olsa şüpheye düşer biraz. Ben de gelmeyecektim ama rüyalar dayanılmaz hale geldi artık. Meltem de tehdit etti sonra. Neyse, ayrıntıya girmeyeyim ben daha fazla. Yavaş yavaş gevşiyor, galiba birazdan girebileceğim. Anladım Timur Bey, burada yaptığımız şey tamamen empatik yeteneklerin geliştirilmesi ile ilgili, o rüyadaki gibi değil ama, işte ikimiz de kazanıyoruz işin sonunda, siz o rahatsız rüyalardan kurtuluyorsunuz, bense... işte ben de kendimce bir şeyler öğreniyorum diyelim. Hazırsanız başlayalım, konuştuğumuz miktar yolculuk bittikten sonra hesabınıza yatacak. Buradan sonra uysallaşıyor hepsi. Yavaş yavaş, evet. Bağıran Meltem miydi Timur Bey? Hatırlamıyorsunuz demek. Peki bir fotoğrafı var mı yanınızda, yolculuk sırasında lazım olabilir belki. Tamamen kaybolmak istemem. Nasıl mı olacak, sizi ayrıntılara boğmak istemiyorum. Tamamen güvenli olduğunu bilmeniz yeterli. Ve bir daha görmeyeceksiniz o rüyaları, emin olabilirsiniz. İnandı hepsi gibi, buraya geldikten sonra ne yapacaktı ki başka. Birazdan bulanıklaşacak görüşünüz, sonra gri bir uykuya dalacaksınız. Ben de aynı anda sizin uykunuza gireceğim. Sorununuzu anlayıp çözmeye çalışacağım. Söylediğim gibi bunlar olurken hiç bir şey hissetmeyeceksiniz. Gri olacak her yer, gri ve boş. Sizin yerinize o dönemi ben yaşayacağım. Bakın kapanmaya başladı bile göz kapaklarınız. Nihayet, az uğraştırmadı adam. Bakalım ne varmış burada. Girmek de zor oldu buna ya, zorlu çıktı gerçekten herifçioğlu, bulanık hala her yer - nerede adam, ha, köşede sızmış. Ne kokuyor burada, kükürt galiba. Zaten garipti anlattığı rüya da. Değişik şeyler iyi oluyor neyse ki. En son gelen kadında aptal soyut şeylerle uğraşmıştım bütün gece. Çaydan nehirler nedir ya, çay manyağı olmuş herkes. Görüş hafiften açılmaya basladı. 3 dakika oldu, kayıt cihazını çalıştırmam gerek artık. Etrafta pembe bir sis var, hayır bir duman. Kükürt kokusu içinde yavaş yavaş yürüyorum. Yer çekimi yok gibi, istersem uçabileceğim. Deniyorum , evet havadayım, ama yükseldikçe küçülüyorum karınca gibi sanki. Aşağıya inebilir miyim peki, evet aşağıda kendi halimdeyim galiba. Perspektif tabanlı bir dünya galiba burası, insan rüyalarda oyalanınca bolca kendi jargonunu oluşturmaya başlıyor. Küçük olmayı yayan olmaya tercih ediyorum ve başlıyorum etrafa yukarıdan bakmaya . Pembe dumanın üstünde klasik mavi gökyüzü var - güneş ay ikisi de görünüyor. Bir de Mars olduğunu düşündüğüm başka bir gezegen ya da cisim var burada. Aşağıya bakıyorum pembeliğin arasında bir boşluk var, gerçekten büyük görünüyor yukarıdan buradakiler- canlılar var burada evet, insan olabilir mi bilmiyorum. Sanki gözlük takmam gerek. Marsa kaçak bir bakış atıp aşağıya doğru iniyorum, indikçe küçülüyor canlılar, ben gözlüklü oluyorum belli bir irtifada - net olarak görüyorum artık. Net ve küçük. Hemen hepsi karınca, yada karınca boyutunda insanlar. Ben iniyorum yanların , çok küçükler görmek için - ezmemeyi başaramıyorum bir türlü tekrar uçuyorum mecburen, havalanırken bir şarkı söylemeye başlıyorlar. İyice yükselene kadar anlamıyorum ama ne olduğunu şarkının. Adamın bahsettiği kayıp şarkının bu olduğunu anlıyorum sonunda. Anladığım anda şarkının ismini unutuyorum, dilimin ucunda dolaşıyor isim, sonra kaçmaya başlıyor benden. Hızlı olmam lazım yakalamak için. Sanki yakalasam çözeceğim her şeyi. Ama hızlı şarkı olabildiğince. Pembe dumanlı bölgeyi geçiyoruz. Bir çiçek bahçesine geliyoruz. Kocaman çiçekler var yine. Biliyorum küçücükler aslında. Alice gibi bir hap lazım bana ya da kurabiye. İstediğim zaman istediğim gibi olabilmem lazım, çıkarabilmem lazım şarkıyı. Aşağıya dalıyor şarkı, ben de peşinden. Mars artık kayıp bir gezegen, güneşle ay pis pis sırıtıyor ben düşerken. Yere indiğimizde ben büyüyorum şarkı küçülüyor,çiçekler aynı kalıyor benim gibi. Binlerce farklı çiçek var burada. Sarı gülü bulmam lazım, Teksas'da iğne arıyorum sanki. Burası kükürt kokmuyor, çiçek sadece ama sarı gül kokusunu bilmiyorum. Küçükken sarı güllerim kokusunu öğrenemediğim için lanet ediyorum kendime. Biraz ara vermem gerebilir, çok dolandım bu rüyaya. Duruyorum. Pause düğmesine basıyorum. Durmuyor bu kez rüya eskisi gibi. Stop'a basıyorum, yine durmuyor. Ne oluyor ulan? Niye çalışmıyor bu kumanda. Tekrar deniyorum, tekrar deniyorum. Hep o şerefsizin yüzünden. Bir şey yapmalı. Uçmam lazım, belki uyandırsam. O zaman delirir adam. Geri zekalıdan bana ne, dur şu çiçeği bulayım önce. Belki alakası vardır,kırık bir rüyadayım galiba. Tamamlamak gerekir diye duymuştum böylelerini. Tepeye doğru çıkıyorum, ben küçülüyorum çiçekler büyüyor tekrar. Şarkı tekrar çıkıyor karşıma, kaçmıyor ama ben de uğraşmıyorum yakalamak için. Yavaş yavaş beni bir yöre götürüyor bahçenin sonunda. Şarkıya bırakıyorum kendimi, götürdüğü yere kadar gidiyorum her zamanki gibi. Evet, orada sarı gül. Şarkı yaklaşıyor çiçeğe içine giriyor. Ben de yaklaşıyorum, bir yüz var orada , bakıyorum cebimdeki resme. Hayır Meltem değil. Erkeğe benziyor daha çok. Yaklaşıyorum daha çok, Timur olabilir mi? Benziyor biraz, daha fazla yaklaşmasam daha iyi olur belki ama çekiyor kendine beni çiçek, hayır ben girmek istiyorum, ya da çekiyor bilmiyorum, merak sadece belki. İyice yaklaşıyorum, Timur da değil bu, tanıdık bir yüz ama. Anlıyorum birden, durmam gerek, basıyorum tekrar kumandaya sürekli, olmuyor çiçek çekiyor beni ben kumandayı atıyorum çiçeğe. Şarkı bangır bangır çalıyor beynimde, biliyorum şarkıyı artık ve kayboluyorum çiçekteki kendimin içinde. Evet doktor bey, aynen dediğim gibi sarı bir gülün içinde bağıran birisi. Ve kayıp bir şarkı. Sizden önce eşimin ısrarlarıyla bir sahtekara girmek zorunda kaldım. Az kaldı verecektim ruhumu. Kaybolmuş adi herif, paramı da vermedi, yok empatik yolculukmuş da, beni rahatlatacakmış da, yalanın biri bir para. Neyse doktor bey kurtarabilecek misiniz peki beni bu kabuslardan? Bonus Track : youtube.com/watch?v=PV5oDDe...
··
62 görüntüleme
İclâl okurunun profil resmi
Sizin kaleminizin değdiği bir inception okudum sanki. Daha karmaşık, absürt ve çılgın bir inception :)) Yolculuk ve empati birlikte gayet uyumlu olmuşlar hikayede. İlk başta hikayenin içine girmekte biraz zorlandım ama sonrasında aktı gitti satırlar. Ben sevdim hikayeyi hele sonu çok güzel olmuş. Bir de renkler ilgimi çekti. Bol bol renk var ve bence hikayenin düşsel atmosferine baya yakışmışlar. Kaleminize sağlık 😊
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler İclal hanım, işte anlayabilen birkaç kişi sayesinde mutlu oluyorum ara sıra hikayem bir şeye benzedi diye:) Umarım sizin de renkli ve düşsel günleriniz olur bolca, iyi geceler.
Rahime okurunun profil resmi
Başkalarının rüyalarına sızmak. Gerçekten çılgınca bir fikir. :) Erhan Bey, öncelikle şu hikayeyi ben yazacak olsaydım kesinlikle karmakarışık bir şey çıkardı ortaya ama siz iyi kotarmışsınız. Ama yine de ilk okumamda tam olarak anlayamadım, ikinci defa okuduğumda daha net anlayabildim. Tabii bu diliniz akıcı olmadığından değil hikayenin çok çetrefilli olmasından kaynaklı bir durum sanırım. E o da sizin tarzınız. :) Bir de merak ettiğim bir şey var onu sormak istiyorum. Kükürt. Kükürt kokusu sıkça geçiyor hikayede. Kükürtün nasıl koktuğunu herkes bilmez, bu yüzden sıkça o kokunun geçmesi dikkatimi çekti. Neden kükürt kokuyor? Bu detayın benim anlamadığım herhangi bir anlamı var mı? :) Son olarak Elinize sağlık, beklentimi karşılayan güzel bir hikaye olmuş.
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, anlaşılamayan kısımlar benim beceriksizliğimden kaynaklanmaktadır herhalde:) Kükürt normalde şeytanla özdeşleştirilir, uğursuz bir kokudur, yani biraz ortamın sıkıntılı bir yer olduğuna dair ipucu vermek için belki de. Gereksiz bir ayrıntı aslında. Sizin beklentileriniz karşılamak zor oluyor normalde , ama benim hikayelerime alıştığınız için hep güzel diyorsunuz:)
4 sonraki yanıtı göster
Nesrin A. okurunun profil resmi
Çok güzel olmuş Erhan Bey, nasıl kendini belli eden bir kaleminiz var. Hele evlilik dokundurmalarınız ayrı bir gülümsetiyor beni. Geçen Pink'in Just give me areason şarkısını dinlerken aklıma geldi acaba ne yazardınız onun için diye. Kadın söyleniyor söyleniyor da adam Allah Allah öyle miymiş diyor ya :)
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler, gece kazmışsınız galiba bay:) Ben de severim o şarkıyı, tatlı bir şarkı. Kuruntusuz olmuyor ilişkiler galiba hiç. Bakalım-- belki bir şeyler çıkar bu kuru dönemde :)
Liliyar okurunun profil resmi
Sonu böyle ters köşe yapan hikayeleri çok seviyorum. Kalemine sağlık, çok beğendim. :)
Erhan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.