BİR ŞİİR BİR HİKAYE..
Aşk şiirlerinin unutulmaz şairi
Ümit Yaşar Oğuzcan,
İş Bankası’nda çalışırken karşılaştığı güzel bir kıza tutulur.
Aralarında neredeyse
bir emeklilik yaşı vardır.
Yani, ortada bir tür Karacaoğlan’ın
‘Bir kız bana emmi dedi neyleyim’
durumu söz konusudur.
Üstelik evlidir.
Hem de ikinci kez…
İlk yıkımı;
adına Ayten dediği,
yanlışlarının en ezgilisi,
en tutkulusu olan,
denizlerin rengini güzelleştiren,
saatlere zamanı yeniden öğreten
o rüya gibi stajyer kızdır.
Ahmet Selçuk İlkan’ın
tütün sarısı sesiyle arabeskleştirdiği Ayten şiiri, bu ilk yıkımın özeti gibidir. Zaman zaman bu gizemli sevgili
Ayten’in kim olduğu, şaire sorulur.
Yine bir şiir matinesinde,
şairi üzecek cümlelerle
Ayten sorusu gelir.
Yanıtı oldukça serttir.
“Arkadaşım,
biz yataklık olsaydık
kitaplık olur muyduk hiç!”
****
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
Oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip
Sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
Günlerden Ayten ertesidir
Odur gün gün beni yaşatan
Onun kokusu sarmıştır sokakları
Onun gözleridir şafakta gördüğüm
Akşam kızıllığında onun dudakları
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li İki laf ederiz
Onu siz de seversiniz benim gibi
Ama yağma yok
Ayten'i size bırakmam
Alın tek kat elbisemi size vereyim
Cebimde bir on liram var
Onu da alın gerekirse
Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
Parasızlık da bir şey mi
Ölüm bile kötü değil
Aytensizlik kadar
Ona uğramayan gemiler batsın
Ondan geçmeyen trenler devrilsin
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
Kapansın onu görmeyen gözler
Onu övmeyen diller kurusun
İki kere iki dört elde var Ayten
Bundan böyle dünyada
Aşkın adı Ayten olsun
-Ümit Yaşar Oğuzcan