Günaydın güzel kardeşim. Öncelikle sana ve sevdiklerine güzel bir gün ve hafta sonu dilerim. 1K'da olan ilk inceleme şerefini ATSIZ'a adamışsın ve gerçekten güzel bir yaklaşım olmuş. Kendisinin eserlerini ne kadar çok okumak istediğini biliyorum ve ilk olarak bu eserinde karar kılman da gayet yerinde olmuş.
Evet, burada ATSIZ'ı sevmeyen, düşünce olarak ona çok ters yapıda olan okurlar yok değil ve ATSIZ adı bile telaffuz edilince, anında hattı müdafaa pozisyonunu alabiliyorlar. Oysa ne var onu da okuyup, fikrinizi ve düşüncelerinizi ona göre beyan etseniz. Okumadığınız halde, kapılmış olduğunuz o düşüncelerin üzerinizde bırakmış olduğu etken ile hareket ederek, sırf yazarı ve kendisinin edebiyatını yermek adına yapmış olduğunuz o küçümseyici yorumları çok gülünç buluyorum. Neyse, 1917 Büyük Ekim Sosyalist Devrimi'nin gazıyla başlayan ve akabinde 1991'de son bulan bu dalgaya bile Ruslar şu anda kafa yormazken, biz de hala devrim peşinde olan hayalci arkadaşları da, elimde kapitalizmin Çin çekirdeği ve Amerikan kolası ile izliyorum. 😊😊😊😊
Karar aldım anasını satayım! Bundan sonra düşünceme karşı olan tüm yazarları okumamış olsam da mengeneye alıp, canlarını okuyacağım. 😊😊😊😊😊 Şaka şaka, ben bile Sabahattin Ali okuyup inceleye biliyorsam, lütfen bir zahmet sizler de karşı düşüncenin yazarlarına titizlik ile eğilin derim. Bu tabi kendilerine bir tek Sabahattin ile kalacağı anlamına gelmesi ve tabi ki de zamanımız elverdiğince diğer karşıt düşüncelere ve onların edebi kalemlerine yer vereceğiz.
Geleyim kitabına: Umarım seninle paylaştıklarım faydalı olmuştur diyeceğim, ama olmasa zaten sana burada yorum yapıyor da olmazdım diye düşünüyorum. Zaman ile kendisini daha çok sevecek ve daha da anlayacaksın. Ben sana daha farklı kaynaklar da sunarım. Elinde olanlar zaten seni bir hayli oyalar ve sen o kıvama geldiğinde, diğer konuları sular seller gibi geçersin.
Evet, biz Türkler de bir döneme kadar liyakate çok önem verilir ve ona göre de devlet içi işlerde makam mevki tayin edilirdi. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, bu Osmanlı ile biraz baltalandı çünkü Osmanlı bir ırkı değil, aleni olarak bir Hanedanlığı temsil ediyordu. Evet, orada da liyakate arada uyulsa da, daha çok kendine daha faydalı düşündükleri ve yakın gördüklerini önemli yerlere tayin eyliyorlardı. Bu günümüzde de böyle değil mi? Neyse, sabah sabah derinlere dalmayım, ama ne kadar yalakaysan, o kadar yukarıdasın da demeden edemeyeceğim! Liyakate Cengiz Han çok önem verirdi ve gerçekten bu sayede o koca bozkırlarda birlikteliği sağlayarak nam saldı diyebilirim. Devlet adaletli olarak liyakati de göz ardı etmezse, o zaman gerçek bir düzeni tesis etmiş olur ve emir komuta zincirinde olan her bir çarkın dişlisi, kendi üzerine düşeni de layıkıyla yerine getirir. Eğer siz bu sistem içerisinde olan gerekli kontrolü sağlamaz ve düzene her ne sebepten olursa olsun çomak sokarsanız, işte o zaman vay halinize ki bunu tarih sayfalarında her daim gördük ve okuduk (gerek biz de, gerek diğer yaban ellerde).
Ne demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk?:
“Tarihini bilmeyen milletler, yok olmaya mahkûmdur.“ (Nutuk S.1)
-
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir hâl alır.” (1931)
-
“Her şeyden evvel kendinizin dikkatle ve itina ile seçeceğiniz vesikalara dayanınız. Bu vesikalar üzerinde yapacağınız tetkikâtla her şeyden ve herkesten evvel kendi insiyatifinizi ve milli süzgecinizi kullanınız.”
-
‘’Bilelim ki milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar’’
Ben buradan sana bu güzel incelemen için çok teşekkür ederim. Emeğine, yüreğine ve kalemine sağlık kardeşim. Başarıların daim ve her bir incelemen bir öncekinden daha güzel olsun! Çıtanı arttırmayı unutma. 😊😊😊