Gönderi

Kitle iletişim araçları/medya modelleri iki sebepten dolayı etkilidir. Birincisi yeni davranış biçimleri öğretirler. Sözün gelişi, küçük bir çocuk bir ”zanlı"yı nasıl vurup öldürmesi gerektiğinin ”detayları”nı ”New York Polis Departmanı Mavisi" veya ”Power Rangers” gibi televizyon dizilerini seyrederek öğrenir. Yeni evli bir çift iyi bir hayatın kredi kartıyla satın alınabileceğini, televizyonda başkalarını kredi kartı kullanırken seyrettikçe fark eder. Bir genç de intiharın veya sınıf arkadaşlarını öldürmenin mistik gizemini haberlerden öğrenir. Elbette nasıl yapacağını bilmesi bir insanın o işi yapacağı anlamına gelmez. Pek çoğumuz ”Uzay Yolu" dizisinden birisini yabancı bir gezegenin yüzeyine nasıl ışınlayacağımızı, Süpermen’i de kurşun bir kalkan kullanarak kriptonitten koruyabileceğimizi biliriz, ama ileride böyle hareketlerde bulunma ihtimalimiz çok düşük. Peki o zaman ne bizi medyadaki modeller gibi davranmaya iter? Önemli faktörlerden biri, modellerin belli bir davranış sayesinde elde ettiği ödüle bizim de ulaşacağımıza inanmamızdır. Bu yüzden reklamcılar ”aynı bizim gibi" modeller kullanıp onları evde, işte, okulda veya süper markette tanıdık durumlara sokarlar. Bu bizi kitle iletişim araçları/medya modellerinin neden ikna edici olduğunun ikinci sebebine getiriyor: Modeller belli bir hareketin meşru ve uygun olduğunu belirten sufleler olarak görev görür. Bir şampiyonluk dövüşünü seyrettikten sonra ”birinin gözünü patlatmak” olur bir şey gibi görünür; bir gencin intihar ettiğini veya okulda cinayet işlendiğini duymak bunun hayatın dertleriyle baş etmenin makul bir yoluymuş gibi düşünülmesine sebep olabilir... Medya modellerinden oluşan bir beslenme diyeti dunyada neyin doğru ve neyin yanlış gittiğine dair anlayışımızı büküp biçim verir.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.