- Size şu elmayı getirdim, diye kekeledi.
- Elma mı? Amma da iş ha! Benim hiç elma yemediğimi mi sanıyorsunuz?
....
İsabiekov allak bullak oldu. O eşsiz hazinesini elinde tutarak bir süre kızın ardından baktı. Ne olup bittiğini anlayamıyordu bile. O kızıl elmanın çevresinde kurduğu harikalar dünyası birdenbire yıkılmış, yok olup gitmişti.
Bitkindi, perişandı. Ayağını sürüye sürüye öğrenci yurduna doğru yürümeye başladı. Sonra birden elindeki elmayı var gücüyle karanlığa fırlattı. Elma bir duvara çarparak sert bir ses çıkardı.